Doğum için hastaneye yattığımda, hiç bir şeyim eksik olmasın istedim tabi bir yandan da Avrupa turnesine çıkmışçasına milyon tane valizle de gitmek istemedim. Yani ne çok, ne az olsun, kararında olsundu niyetim. Götürdüğüm bir çok şeyi kullanmamış olsam da, yine doğum yapsam yine aynı listeyi götürürüm. Sonuçta, her şey yolunda gittiği için 1 gece kaldım ama süre uzayabilir veya sıkıntı çıkabilir diye yedekli gitmek de fayda var.
Anne İçin:
Gecelik&Pijama&Sabahlık: Ben 2 gecelik, 1 pijama ve 1 sabahlık götürdüm. Sadece 1 geceliği ve sabahlığı giydim. Gecelik için önerim, önden fermuarlı olması. Doğum için satılan önden sadece 3 düğmeli gecelik ve pijamalar hiç kullanışlı değil. Modelini beğendiğim için fermuarlı almıştım. Emzirirken bu kadar işimi kolaylaştıracağını düşünmemiştim. Sürekli emzirdiğiniz için ve habire de odaya ziyaretçi geldiği için, düğme ilikleme vs ile uğraşmadan anında fermuarı çekip, kendini düzeltebiliyorsun. Tavsiyemi dinleyenler, bin kere bana şükredecek söyleyeyim:)
Terlik: Sonuçta olmazsa olmazlardan terlik. Ben hastanede yürüyüş esnasında kullanmak için normal terlik götürmüştüm. Bir de çiçeklerle süslenmiş, tacımla uyumlu loğusa terliğim vardı. Çok süslü püslü şeylere alışık olmadığım için, hep normal terliği giydim ama fotoğraflarda çok kötü çıktı. İki terlik götürmek mantıklı ama odadayken süslü terliğinizi giymenizi öneririm.
Loğusa Tacı: Şimdilerde bir çok taç modeli mevcut. Siz istediğinizi seçin.
Toka: Benim gibi sıkıntılara gelemiyorsanız, saçınızı bağlayacağınız toka hayat kurtarıcınız olacak. Hele doğum sonrası gelen terleme nöbetlerinizde.
Çorap: Doğum yapmış kişinin ayağını üşütmemesi çok önemli. 2 çift geceliğinizle uyumlu çorap götürmeniz ve doğumdan çıkar çıkmaz ilk iş birisinin size giydirmesi çok önemli.
Hasta kullan/at külotu: Sezeryan da yapsanız, normal de doğursanız illa ki kanamanız olacak. Hastane sıhhi bezlerden verse de, sizin oturup kalkarken çok rahat etmenizi sağlayacak hasta külotlarından almanızı şiddetle öneririm. Bana yakın arkadaşım önermişti, yoksa ben sadece orkid alıp gidecektim. O kadar rahat ettim ki anlatamam. Ayrıca, hasta külotları bence baya kendini aşmış, öyle bebek bezi bağlamış gibi hissetmiyorsun, çok rahat ediyorsun. Ben Depend marka aldım.
Külot: Dikişlerinizi zorlamaması açısından yüksek bel külot almanızı öneririm. Ben Kom marka aldım, çok da memnun kaldım. Özellikle pamuklu olmasını öneririm. Aksi takdirde pedinizi koyarken zorlanabilirsiniz.
Şal: Loğusa halinizle sırtınızdan damla damla ter akabiliyor. Sabahlık işinizi görse de, ne olur ne olmaz diye yanınıza bir şal almanız iyi olabilir.
Emzirme Sütyeni& Atleti: Hastaneyken ben giymedim ama hastaneden çıkarken giymeniz gerekebilir.
Eve Dönüş İçin Kıyafet: Sizi rahat ettirecek, dikişlerinizi zorlamayacak kıyafet
Bakım Malzemeleri: Bana çok sıcak bastığı için ve ameliyat sonrası kendimi çok yorgun hissettiğim için, kendime çok özenemesem de fotoğrafların yıllarca kalacağını varsayarak yüzünüze biraz renk getirecek makyaj yapmanız hoş olabilir. Hastanede duş almasam da yanıma ne olur ne olmaz diye seyahat boyu duş jeli, şampuan vs almıştım. Hastanede de otel hizmeti gibi bu ürünleri veriyordu ama kendi malzemelerimi götürmek istedim. Siz kullanmasanız da refekatçiniz duş almak isteyebilir.
Dudak kremi: Dudaklarınız biraz daha fazla kuruyabildiği için, Nivea tarzı dudak nemlendiricisi olması iyi olabilir.
Parfüm& Deodorant: Bebeğinizin sizin kokunuzu tanıması için, bu ürünleri kullanmazsanız daha iyi olur
Kuru Saçlar İçin Şampuan: Benim gibi saçların yağlanmasından rahatsız oluyorsanız, ilk gün duşa giremeyeceğinizi düşünerek, yanınıza kuru şampuan almanız iyi olabilir. Kullanmazsanız bile varlığını bilmek iyi hissettirir.
Göğüs Kremi: Bebeği ilk defa emzireceğiniz için, göğsünüzün ne kadar acıyacağını bilmiyorsunuz. Göğüs kremi almanızda fayda var. Ben bebek emzirirken temizlemek zorunda kalmayacağım, temiz içerikli Lansinoh kreminden almıştım. Her emzirme sonrasında sürdüm. Bir sıkıntı da yaşamadım. Kremi çok az kullansam da, göğsü yara olan bir çok kişi var, temkinli olup, bol bol sürmenizde fayda var.
Göğüs Pedi&Kalkanı: Ola ki göğsümden bol bol süt gelir de taşarsa diye yanımda götürdüm. Her doğum çantası listesinde yazıyordu neredeyse, ama ben hiç kullanmadım. Zaten ilk günler colostrum diye tabir edilen koyu kıvamlı süt geldiği için ve çok da az geldiği için, çok kullanılacağını düşünmüyorum. Göğüs pedlerini "Lansinoh", kalkanı ise "Philips Avent" aldım.
Telefon Şarjı& Fotoğraf Makinesi: Tebrik etmek için bir sürü kişi aradığından şarj çok çabuk bitiyor. Yanınıza almayı unutmayın.
Doğumdan sonra, öyle bir anda ayaklanamadığınız için, ameliyat sonrası ilk giyeceğiniz "Gecelik, sabahlık, çorap, sütyen, kullan at külot ve loğusa tacı&terliğini" ayrı bir poşete/ bez çantaya koymanız iyi olur. Hatta ameliyattan önce, çantada neyi nereye koyduğunuzu annenize/ eşinize vs göstermeniz iyi olabilir yoksa ameliyatlı ameliyatlı kalkıp valizden almak isteyebilirsiniz. Ben temiz kalması için, öncelikle büyük buzdolabı poşetlerine kıyafetlerimi koydum. Her poşetin üzerine etiket yapıştırdım. Örneğin, "Ameliyat sonrası anne kıyafetleri" gibi.
Umarım tavsiyelerim faydalı olur. Bir sonraki yazı "Bebek için hastane çantası" olacak.
Sayfalar
▼
31 Ağustos 2016 Çarşamba
26 Ağustos 2016 Cuma
Tobb Etü Hastanesi'nde Doğum
Ben de kendi fikirlerimi yazmak istedim. Belki birilerine faydası olur. Öncelikle benim doktorum, Tobb'un kadrolu doktoruydu. Ama doğuma kadar Tobb'da muayene vs olmadım, özel muayenehanesine gittim. İkinci olarak da, özel sağlık sigortam Tobb'da geçiyordu. Son haftalarda, ücretinden dolayı acaba başka bir hastanede mi yapsak dedim. Doktoruma da söyledim, O da hastaneyi sen seç, istediğin yerde ben seni doğurturum dedi. Ben de bunun üzerine, bir kaç hastane daha araştırdım.
Tobb'da hamileliğim süresince, "Normal Doğum", "Emzirme" vs eğitimlerine ücretsiz katılmıştım. Hamileyseniz, Tobb'un hastası olmanıza gerek kalmadan, ücretsiz bu eğitimlere katılabiliyorsunuz. Ayrıca, sertifikanızı saklarsanız, doğum yaptığınız takdirde, % 5 indirim de uyguluyorlar. Neyse efendim, bu eğitimler sayesinde, hastaneye de bir kaç kez gittim, hemşireleri vs gözlemleme şansım oldu. Bu aşamada hep memnun kalınca, hastaneye de göz aşinalığı olunca, Tobb'da karar kıldım.
Öncelikle, doğumdan bir kaç gün önce, anestezi uzmanı ile görüştüm. Doğumdan bir gün önce, saat 18:00'den sonra, olmak şartıyla, odamızı bize teslim ettiler. Bu nedenle, doğum telaşına kapılmadan rahat rahat odayı istediğim gibi hazırladım, süsledim.
Doğum olduktan sonra da, sürekli hemşireler gelip, kontrolleri yaparken, bilgilendirme de yaptılar. Hastane süreçlerinde, bilgilendirilmek benim için çok önemli. Ayrıca, her geldiklerinde kısa kısa eğitim verdiler. Her nöbette hemşire değiştiği için, her gelen önce kendini tanıttı. İlk anlar, anestezi etkisiyle ayaklarımı hissetmiyordum. Ben de başkasına yük olmayı pek sevmem ama sağolsunlar her esnada kendimi rahat hissetmem için ellerinden geleni yaptılar.
Ameliyat ortamını zaten bir önceki yazımda bahsetmiştim. Hepsi güler yüzlü ve cana yakındı. Onlar öyle olunca, sanki hep beraber bir şeyler içip, sohbet etmeye gelmiş gibi hissettim. Bence moral çok önemli.
Bunun haricinde, ben standart odada kaldım. Suit daire vs de vardı ama o kadar para verecek kadar zengin değilim:) Standart odanın büyüklüğü de gayet iyiydi. Odanın temizliği, yemekler vs de bir otel konforunda idi.
Sezeryanda genellikle iki gün kalınıyormuş. Ben önceden de doktorumla konuşmuştum, ikinci günümü her şey normal ise evimde olmak isterim diye. Genellikle, evde bekleyen çocukları olanlar da bir gece kalmayı tercih ediyormuş. Ayrıca, tek gece kalırsanız, bir tık daha az ödüyorsunuz. İkinci gün kendimi iyi hissedince, taburcu olmayı istedim. Tobb da yenidoğanlara hatıra olarak, porselen mama takımı veriyormuş, sürpriz oldu. Bunun haricinde, bebek ilk doğduğunda, doğumhanede ayak izini alıyorlar, bir ay sonra, sertifika olarak veriyorlar.
Özetle, ben kendi doğum sürecimde, Tobb Etü'den memnun kaldım, belki birilerinin işine yarayabilir diye paylaşmak istedim. Hamileyseniz, "kolay doğumlar" diliyorum.
Doğum Hikayem
Üzerinden 2.5 ay geçse de; ancak doğum hikayemi yazabiliyorum. Öncelikle çok şükür bugünlere gelebildik.
Doğumum 16.06.2016'da oldu. Sezeryan olduğu için doğum tarihini biz seçtik. Açıkçası ben doktora bıraktım, o da 16.06.2016 güzel bir tarih deyince, ben de hemen tamam dedim. Biraz düğün tarihi gibi oldu ama. İstesek 26.06.2016'ya kadar uzatabilirdik. Gelen onca yoruma buradan da cevap vereyim, bilerek isteyerek "İkizler" oldu. Bakalım ileride bu kararımızdan pişman mı oluruz yoksa mutlu mu oluruz zaman gösterecek.
Doğumdan bir gün önce, eşimin son dakika çıkan toplantısı nedeniyle Adana'ya gitti. Gece 12'ye doğru geldi. Geldiğinde O da heyecanlıydı, bende de biraz heyecan vardı. Sabah 05:30 gibi kalktık, zaten çantalarımız vs hazırdı. Bir gün öncesinden de hastane odasını süslemiştik. Annem de bizde kaldığı için, sabah üçümüz hastaneye gittik. Ben ve eşim inanılmaz rahattık. Sanki sabah kahvaltısına gidiyorduk. Annem ise, bambaşka bir boyuttaydı. Bugün O'nun o duygularını, şimdi anne olunca daha iyi anlayabiliyorum. Sonuçta evet torununa kavuşacak, bu güzel heyecanın yanında, kendi evladı da sezeryan da olsa, ameliyata giriyor, "Bir sağ salim çıksın" heyecanı. vardı. Sabah hastaneye kayınvalidem ile görümcem de geldi. Odamıza yerleştik. Doğumumu Tobb Etü'de yaptım. Çok memnun kaldım, yine doğursam yine aynı yerde doğururum. Tavsiye ederim diyeceğim ama her tecrübe kişiye özgü, o yüzden doğracaksanız hastaneleri gezin, içinize sinene karar verin yine de.
Ameliyathaneye götürmek için beni 07:00 civarı aldılar. Benimle birlikte eşim de doğuma girecekti. Beni odada sedyeye aldılar, eşimle birlikte ameliyathanenin girişine kadar birlikte gittik. Ameliyathane girişinde eşimi başka bir yere aldılar. Beni de ameliyathane bekleme bölümünde sedyede beklettiler. O zaman kendimi biraz yalnız hissettim.Yeşil örtüler içinde, bir odada kısa sürede olsa tek başına. O esnada bildiğim duaları okudum bebeğime sağlıkla kavuşmak için. Doktorum yanıma gelip, "Yasemin, hazır mısın? " diye güler yüzle sorduğunda, biraz keyfim yerine geldi tanıdık bir yüz gördüm sonuçta:) Ameliyathanede masaya beni yatırdılar. Ameliyathane ortamı her zaman öyle midir bilmiyorum ama doktorum, hemşireler vs herkes neşeliydi ve şakalaşıyorlardı. Bu durum da benim pozitif kalmamı sağladı. Ameliyat masasına yattıktan sonra, anestezi uzmanı geldi, "Siz rahat görünüyorsunuz ama ben yine de ufak bir sakinleştirici yapacağım" dedi. Öne doğru eğilerek oturmamı istedi, spinal epidural için işlemini yaptı. O esnada hala eşimi göremeyince, baktım ameliyat başlıyor "Eşim gelmeyecek mi?" diye sorduğum anda, eşim yeşil kıyafetleri giymiş şekilde içeri girdi. Eşimin ameliyata girmesi bence en doğru kararlardan bir tanesi idi. Çok daha güçlü hissettim kendimi. Sezeryan öncesinde dokunmaları hissedeceğim ama acıyı hissetmeyeceğim söylenmişti. Acı hissetmedim ama tüm çekiştirmeleri hissettim. Bir de karnımın üzerinde inanılmaz bir ağırlık hissettim, sanki kaldırım taşını alıp üzerime koymuşlar gibi. Önümde örtü olduğu için, eşim de ben de kanlı görüntülerin hiçbirini görmedik. Doğum esnasında, eşim de video çekti. O da beni rahatlatmak için, sürekli konuştu, konuştukça güldü :) Ve bir anda Ece doğdu... Ağlayışıyla, hayatımızda bambaşka bir dönem başladı. Çok garip bir his, aynı filmlerdeki gibi ağlayışı. İnsan tabi hemen görmek istiyor, ameliyat masasında olmasam, kalkıp hemen göreceğim o derece. Hemşireler ise, uzaktan gösterdiler. Hemen yapılması gereken işlemlere başladılar. Bu bölümü, hastanede aldığım doğum eğitimi sayesinde biliyordum. Aşısını vurdular, başının ölçüsünü aldılar, kilosunu tarttılar. Boyunu doğum esnasında ölçmüyorlar. Hemencecik giydirdiler. Benim sağ tarafımda bütün bu işlemler olduğu için, gözümü kırpmadan kızımı izliyordum. Baktım giydirdikten sonra, hemen odaya çıkarmaya niyetlendiler, eşime ben daha kızımı göremedim deyip, çemkirince, eşim hemşirelere söyledi de, benim yanıma getirdiler. "Şükür diyorsun, şükür kızım iyi". Sonra eşimle, Ece odaya çıktılar. Benim dikilme işlemlerim vs biraz daha sürdü. İşlemlerim bittikten sonra, beni yine bekleme alanına aldılar. Önceden doktoruma üzerimi örttürmesi için tembih etmiştim, üzerimi bu bekleme yerinde iyice örttüler. Sizlere de tavsiyem, sezeryan oluyorsanız, sonrasında gaz sancısı vs çekmemek için, üşütmemeniz çok önemli ve bu da ameliyathanede başlıyor. Bekleme odasında bu sefer beklemek çok daha sıkıcı oldu. Biraz önce kızıma kavuşmak için beklediğim bu yer, kızım doğduktan sonra, onsuz geçirdiğim ve ilk anlarını kaçırdığım dakikalardı benim için. Allahtan çok sürmeden, beni de odaya çıkardılar. Tobb emzirmeye önem veren bir hastane olduğu için, odaya geçer geçmez hemşireler geldiler ve emzirmem için Ece'yi verdiler. Esasında, annelik için hazırlıklı olmuyorsun ama doğduğu anda bir anda hazır oluyorsun. Kendiliğinden sanki biliyorsun, çünkü o senin bir parçan. Daha önceden aldığım emzirme eğitimi sayesinde de, çok zorlanmadan kızımı ilk kez emziriyorum ve aramızda hiç kopmayacak sonsuz bir bağ kurulmuş oluyor...
Zaman su gibi akıp gidiyor, bu hızla seneler de geçecek. Her gün bir öncekinden daha güzel..."Hoşgeldin kızım, iyi ki bizi seçtin...Umarım sana iyi bir anne olabilirim."
Doğumum 16.06.2016'da oldu. Sezeryan olduğu için doğum tarihini biz seçtik. Açıkçası ben doktora bıraktım, o da 16.06.2016 güzel bir tarih deyince, ben de hemen tamam dedim. Biraz düğün tarihi gibi oldu ama. İstesek 26.06.2016'ya kadar uzatabilirdik. Gelen onca yoruma buradan da cevap vereyim, bilerek isteyerek "İkizler" oldu. Bakalım ileride bu kararımızdan pişman mı oluruz yoksa mutlu mu oluruz zaman gösterecek.
Doğumdan bir gün önce, eşimin son dakika çıkan toplantısı nedeniyle Adana'ya gitti. Gece 12'ye doğru geldi. Geldiğinde O da heyecanlıydı, bende de biraz heyecan vardı. Sabah 05:30 gibi kalktık, zaten çantalarımız vs hazırdı. Bir gün öncesinden de hastane odasını süslemiştik. Annem de bizde kaldığı için, sabah üçümüz hastaneye gittik. Ben ve eşim inanılmaz rahattık. Sanki sabah kahvaltısına gidiyorduk. Annem ise, bambaşka bir boyuttaydı. Bugün O'nun o duygularını, şimdi anne olunca daha iyi anlayabiliyorum. Sonuçta evet torununa kavuşacak, bu güzel heyecanın yanında, kendi evladı da sezeryan da olsa, ameliyata giriyor, "Bir sağ salim çıksın" heyecanı. vardı. Sabah hastaneye kayınvalidem ile görümcem de geldi. Odamıza yerleştik. Doğumumu Tobb Etü'de yaptım. Çok memnun kaldım, yine doğursam yine aynı yerde doğururum. Tavsiye ederim diyeceğim ama her tecrübe kişiye özgü, o yüzden doğracaksanız hastaneleri gezin, içinize sinene karar verin yine de.
Ameliyathaneye götürmek için beni 07:00 civarı aldılar. Benimle birlikte eşim de doğuma girecekti. Beni odada sedyeye aldılar, eşimle birlikte ameliyathanenin girişine kadar birlikte gittik. Ameliyathane girişinde eşimi başka bir yere aldılar. Beni de ameliyathane bekleme bölümünde sedyede beklettiler. O zaman kendimi biraz yalnız hissettim.Yeşil örtüler içinde, bir odada kısa sürede olsa tek başına. O esnada bildiğim duaları okudum bebeğime sağlıkla kavuşmak için. Doktorum yanıma gelip, "Yasemin, hazır mısın? " diye güler yüzle sorduğunda, biraz keyfim yerine geldi tanıdık bir yüz gördüm sonuçta:) Ameliyathanede masaya beni yatırdılar. Ameliyathane ortamı her zaman öyle midir bilmiyorum ama doktorum, hemşireler vs herkes neşeliydi ve şakalaşıyorlardı. Bu durum da benim pozitif kalmamı sağladı. Ameliyat masasına yattıktan sonra, anestezi uzmanı geldi, "Siz rahat görünüyorsunuz ama ben yine de ufak bir sakinleştirici yapacağım" dedi. Öne doğru eğilerek oturmamı istedi, spinal epidural için işlemini yaptı. O esnada hala eşimi göremeyince, baktım ameliyat başlıyor "Eşim gelmeyecek mi?" diye sorduğum anda, eşim yeşil kıyafetleri giymiş şekilde içeri girdi. Eşimin ameliyata girmesi bence en doğru kararlardan bir tanesi idi. Çok daha güçlü hissettim kendimi. Sezeryan öncesinde dokunmaları hissedeceğim ama acıyı hissetmeyeceğim söylenmişti. Acı hissetmedim ama tüm çekiştirmeleri hissettim. Bir de karnımın üzerinde inanılmaz bir ağırlık hissettim, sanki kaldırım taşını alıp üzerime koymuşlar gibi. Önümde örtü olduğu için, eşim de ben de kanlı görüntülerin hiçbirini görmedik. Doğum esnasında, eşim de video çekti. O da beni rahatlatmak için, sürekli konuştu, konuştukça güldü :) Ve bir anda Ece doğdu... Ağlayışıyla, hayatımızda bambaşka bir dönem başladı. Çok garip bir his, aynı filmlerdeki gibi ağlayışı. İnsan tabi hemen görmek istiyor, ameliyat masasında olmasam, kalkıp hemen göreceğim o derece. Hemşireler ise, uzaktan gösterdiler. Hemen yapılması gereken işlemlere başladılar. Bu bölümü, hastanede aldığım doğum eğitimi sayesinde biliyordum. Aşısını vurdular, başının ölçüsünü aldılar, kilosunu tarttılar. Boyunu doğum esnasında ölçmüyorlar. Hemencecik giydirdiler. Benim sağ tarafımda bütün bu işlemler olduğu için, gözümü kırpmadan kızımı izliyordum. Baktım giydirdikten sonra, hemen odaya çıkarmaya niyetlendiler, eşime ben daha kızımı göremedim deyip, çemkirince, eşim hemşirelere söyledi de, benim yanıma getirdiler. "Şükür diyorsun, şükür kızım iyi". Sonra eşimle, Ece odaya çıktılar. Benim dikilme işlemlerim vs biraz daha sürdü. İşlemlerim bittikten sonra, beni yine bekleme alanına aldılar. Önceden doktoruma üzerimi örttürmesi için tembih etmiştim, üzerimi bu bekleme yerinde iyice örttüler. Sizlere de tavsiyem, sezeryan oluyorsanız, sonrasında gaz sancısı vs çekmemek için, üşütmemeniz çok önemli ve bu da ameliyathanede başlıyor. Bekleme odasında bu sefer beklemek çok daha sıkıcı oldu. Biraz önce kızıma kavuşmak için beklediğim bu yer, kızım doğduktan sonra, onsuz geçirdiğim ve ilk anlarını kaçırdığım dakikalardı benim için. Allahtan çok sürmeden, beni de odaya çıkardılar. Tobb emzirmeye önem veren bir hastane olduğu için, odaya geçer geçmez hemşireler geldiler ve emzirmem için Ece'yi verdiler. Esasında, annelik için hazırlıklı olmuyorsun ama doğduğu anda bir anda hazır oluyorsun. Kendiliğinden sanki biliyorsun, çünkü o senin bir parçan. Daha önceden aldığım emzirme eğitimi sayesinde de, çok zorlanmadan kızımı ilk kez emziriyorum ve aramızda hiç kopmayacak sonsuz bir bağ kurulmuş oluyor...
Zaman su gibi akıp gidiyor, bu hızla seneler de geçecek. Her gün bir öncekinden daha güzel..."Hoşgeldin kızım, iyi ki bizi seçtin...Umarım sana iyi bir anne olabilirim."