Selam günlük diye başlamak içimden geldi. Uzun zaman olmuş yazmayalı...Her sene böyle uzun aralar olmaya başladı. Biraz önce düşündüm de bir yazı yazmak ne kadar zamanımı alıyor? Sonunda yazılan yazı beni ne kadar mutlu ediyor? Öyle ise yazmaya değmez mi? Hiç mi zamanın yok dedim kendi kendime....
Evet bu aralar zamanın en az yettiği dönemdeyim. Ne oldu da böyle oldu? Her şey çok mutlu olduğum ve her açıdan kendimi rahat hissettiğim, beni bildikleri ve güvendikleri yerden, işyerimden ayrılma kararım ile başladı. Neden ayrıldım?
Sanki daha dün başlamıştım, yıllar geçiyordu ve neredeyse aynı iş yerinde 7 yıla yaklaşmıştım. Bir noktada kendi kendimi motive edip, bir şeyler oluşturmaya çalışsam da, kendimi aynı süreçleri yapmaktan dolayı, bir rutinin parçası olduğumu hissetmiştim. Belki de karar vermeseydim, yıllarca da böyle gidecekti ve bir beş sene sonra pişman olacaktım. Keşke daha önce karar verseydim diye...
Şartlarım iyiydi, hafta sonu tatilim vardı, çalışmalarımda destekleniyordum. Kararı almak çok zordu, sonuçta Türkiye şartlarında, iyi bir şirkette çalışıyordum. Gideceğim yer buradan kötü olmamalıydı. Velhasıl kararı verince, esasında arayan çok oluyormuş onu anladım. İş değiştirmek zannettiğim kadar kötü değilmiş, aksine yeniden bir şirkette başa dönmek, güzel ve zorlayıcı bir deneyim oldu benim için...
Tabi her şey iş değiştirdim, bitti şeklinde değil. Bir çok şeyi değiştirdim. Öncelikle kızıma bakan bakıcımız akşam saatlerinde bizde kalamadığı için, yatılı bakıcı ile anlaşmaya karar verdik. Yatılı bakıcıya karar verince, evimiz yeni bir kişi için uygun olmayınca taşınmaya karar verdik. Çok kısa sürede ev aradık, tuttuk ve taşındık. Yeni işim uzak olduğu için, arabam manuel vites iken, otomatik ve dizel olsun dedik. Gittik arabayı değiştirdik. Bildiğin domino taşı gibi....
Şimdi mi? Evet biraz zamanım olsun diye diğer kişilerden 1 saat daha erken işe geliyorum ve 2 saat neredeyse geç çıkıyorum. Zorlanıyorum, İngilizce daha çok konuşmak zorunda kalıyorum...Okuyacak, öğrenecek çok şeyim var...Ama diyorum ki kendime "Bunu sen istedin ve biliyordun"....Bazen yorgunluktan gözlerim kapansa da, esasında içten içe biliyorum ki bu zorlayıcı günler, ileride beni daha iyi yapacak. Geçmişte de öyle oldu, şimdi de öyle olacak...Sadece zamana ihtiyacın var...
İşte iç seslerim bunlar... Yazmıyorum yazmıyorum ya hani belki erken geldiğim o bir saatlerde belki daha çok fırsat yaratırım. Hadi ben kaçtım, iş bekler:)
fotokaynak