Sayfalar

30 Kasım 2011 Çarşamba

Lezzet Kesfi: Ali Haydar

Konu yemek olunca, neresi olursa olsun, aklima kazinir. Guzel bir yemek duydum mu illa ki denemek isterim. Blog gitgide yeme-icme bloguna donuyor ama sevdigim yerleri ben de paylasmayi seviyorum.

Bu sefer yeni kesif: Sefakoy'de Ali Haydar Usta. Yolunuzun uzerinde degildir muhtemelen ama yolunuzu bir sekilde dusurun:)

Bu restorani arkadasim ove ove bitiremiyordu, durumunu, cig koftesini, servisini...Salas bir yer sayilir sakin luks bir yer beklemeyin diye de uyarmisti. Bir seyi bazen cok sevsek de baskalari ayni sekilde sevmeyebilir, keyif almayabilir diye, overken bile cekinebiliyoruz. Yani bana oyle oluyor. Ama yine de ovecegim:)

Restorana ilk girdiginizde, hele bir de acsaniz, yemeklerin, etlerin kokularindan, kendinizden geciyorsunuz. Soylediginiz siparis oncesinde, masaya gelen acili ezme, tereyag, tulum peyniri, lavas vs derken esasinda yavas yavas doyuyorsunuz. Cig koftesi cok guzel, icli koftesi ondan da guzel. Normal lahmacunlari buyuk oldugu icin biz findik lahmacun soyledik. Bir durum ise kesinlikle iki kisiye yeter. Durumun yapisi itibariyle, tadi guzel olsa da bana agir geliyor, cunku lavasi biraz kalin, bir de yumurtali. Dedigim gibi lezzetli ama biraz agir.
 
Ali haydar kebap ise cok basarili. Icinde hem tavuk hem kirmizi et var, ne alaka demeyin, gayet iyi yakismislar. Ben zaten karisik kebaplari da severim. Bu kebap ayri lezzetli. Durumden ziyade bu kebabi tavsiye ederim.


Aksamin bu saatlerinde boyle yeme icme postlari yazdikca ben de acikiyorum, ve Ali Haydar'i kesinlikle tavsiye ediyorum.

Gitmek isteyenler, sitelerinden inceleyebilirler. Buraya iki tik tik.

29 Kasım 2011 Salı

Ankara'daki Ege

Gecenlerde yazmistim, Ankara'da Ege adli bir restoran var, en yakin zamanda gitmek istiyorum diye. Bu haftasonu Ankara'daydik ve solugu Ege'de aldik. Sitelerinde "Ankara'daki Ege" yaziyor. Mekana girince mavi ve beyaz renklerinin hakim olmasi sebebi ile kendimizi gercekten Ege'de hissediyoruz.

Tavan bastan basa harita. Ilk oturdugumuzda tavana bakmaktan boynum agridi. Inanilmaz guzel bir tavani var.

Menusunun ici kadar, disi da guzel:)

Bu da menunun diger yuzu
Iste menunun icindekilerden bazilari...Mezeleri guzel. Roka salatasi basarili. Su kirmizi soslu mezeden almaya pek gerek yok. Agir bir sogan yogunlugu var tadinda. Diger mezeleri ise tavsiye ederim.
Ara sicaklardan kalamar ve karides guzeldi. Karides guveci patlicanli deneyelim demistik. Ben karides konusunda biraz tutucuyum. Kirmizi biberli, sadece tereyagiyla guvecte yapilmis karidesi severim. Oyle biberli, mantarli karides guvecleri pek tercih etmem. Bu sefer ilk defa patlicanli karides duydugum icin denemek istedim. Guzeldi ama yine de sadesini tercih ederim.

Guzel ve keyifli bir gece gecirmek icin Ege'yi tavsiye ederim.
Ve son olarak Ankara'nin simgelerinden.... Atakule...
Not:Ilk foto Ege Restoran'in sitesinden alinmistir.

23 Kasım 2011 Çarşamba

Istanbul'da Bir Vapur Yolculugu

Gecen hafta vapura bindim. Istanbul'da olsam da cok nadir olarak vapura binebiliyorum. Esasinda insanin zihnini bosaltmasini sagliyor, dinginlik veriyor,daha sik binmeliyim desem de bir sekilde karsida isim olmuyor, firsat olmuyor derken erteliyorum. Vapura binmisken bir kac fotograf cektim, paylasayim istedim.

Ozellikle bu fotografi cok sevdim, benim icin umudu simgeliyor gibi su gunlerde...


22 Kasım 2011 Salı

Angelina Jolie Nasil Olunur?

Makyaj yapma uzerine videolari izliyordum, bu videoya denk geldim.Ve izledigimde inanamadim. Bu kara kiz nasil Angelina Jolie olmayi basardi? Kesinlikle makyaj konusunda cok basarili. Ve diyorum ki bu kizlarin yaptigina makyaj deniyorsa, benimkine ne deniyor? Bu konuda zaten kabiliyetsizim, makyaj konusunda yetenekli kisileri gorunce resmen bunalima gidiyorum. Yakin zamanda MAC magazasina gidip, kasima, gozume nasil makyaj yapilir diye ogrenmeye calisacagim:)

Ve iste donusum basliyor:)

Angelina Jolie...


Adriana Lima:

20 Kasım 2011 Pazar

Cihangir Kesfi: White Mill Cafe

Gizli kosesinde yer almis, esasinda cok da kesfedilmek istenmeyen bir yer izlenimi ile duran kafe: White Mill. Bilenin gittigi, gidenin sevdigi, sessiz sakin, sehrin icinde ve sehrin kargasasindan uzak...Yeni kesfettim. Istanbul'un en sevdigim semtlerinden birinde...Cihangir'de...

Uc yakin kiz arkadas, coktandir gorusememisdik ve anlatacak o kadar cok sey vardi ki... Evimizde gibi hissettigimiz, koyulasmis sohbetlerimizin garsonlar tarafindan habire bolunmedigi, bir kafedeydik.  Hava yagmurlu oldugu icin disarida oturamadik. Simdi keske yazin basinda kesfetseydim diyorum. Bahcedeki uzun masa aile yemekleri ve ozel gun kutlamalari icin mukemmel olabilir.

Ben cok sevdim, sizlerle paylasmak  istedim yeni kesfimi....

Ankara Tunali Balikcisi

Gecenlerde bayram ziyareti sebebi ile Ankara'daydik. Ankara'ya gelince zamanimiz cok kisitli oluyor. Aile ziyareti, arkadaslar, yapilmasi gereken isler vs. Bu sefer kendimize biraz zaman ayirdik ve cadde uzerinde  acilan Tunali Balikcisi'na gittik.

Tok karna gittigimiz icin, mezeleri az soyledik. Boyle yerlerde esasinda meze ile doyuyorum. Baliga pek yerim kalmiyor. Ankara'da boyle balikci restoranlarin acilmasi beni mutlu ediyor. Universitede okudugum donemlerde bu kadar cok balikci yoktu.Bu sefer gittigimizde Tunali Balikcisi'na ugradik. Mezeleri fena degildi. Parmaklarimi yedim diyemem ama genel olarak ortam ile birlikte guzeldi. Ankara'ya bir dahaki gidisimde arkadaslarimin bolca ovdugu Ege Restaurant'a gidecegim. Mezeleri enfesmis:) Ankara'da daha cok kesfetmem gereken yer var:)


16 Kasım 2011 Çarşamba

Renklerle Mim

Deep'e gore kirmizi, What's Next'e gore beyazim. Nereden mi cikti? Renklerle ilgili bir mim var. Ben yine cevaplamakta gec kaldim biraz ama...
 Mim sorulari:
1) Ruhunuz ne renk?
2) Izlediginiz blogcular sizce ne renk?

Renklerin anlamlari da
Beyaz: Temizlik, saflık ve güven hissi verir. Hüzünlendirir.
Siyah: Konsantrasyonu ve özgüveni artırır. Çoğu ülkede matemi temsil eder.
Mavi: Özgürlük hissi verir ve sakinleştirir.

Yeşil: Dinlendirir ve huzur verir.

Kırmızı: Tansiyonu ve kan akışını hızlandırır. İştah açar.

Sarı: İnsana heyecan ve canlılık verir. Dikkat çekicidir.
Mor: Bilinçaltını olumsuz etkileyebilir.

Pembe: Neşe, güven ve rahatlık verir.

Turuncu: İştah açar, yorgunluğu giderir.

Lacivert: Düşünce gücünü arttır, ciddiyet verir.
Kahverengi: Toplum içinde rahatlık ve güven verir.

Gri: Alçakgönüllüğü ve dengeyi ifade eder.
Simdi bana gore...

Once kendimi soyleyeyim. Bence benim rengim pembe. Renkler icinde hep pembeyi  daha cok sevmisimdir:)
 Deep:Rengi gri... Yazdiklariyla bazen kafamda koselerimi ciziyor ve siyaha donuyorum, bazen de arinma hissi veren yazilarla karsimiza cikiyor, beyazlasiyorum. Konu konuyu, beyaz siyahi aciyor ve karsimiza gri Deep cikiyor:)


What's Next: Her zaman pozitif bir blogger olarak dusunuyorum Eda'yi. Sakinlik hissi uyandiriyor ben de. O yuzden mavidir rengi diye dusunuyorum.

Ezgi'nin Gunlugu:  Karakterli, yeri geldiginde koseli ve kesinlikle samimi blogger Ezgi'mizin rengi bence mor...


Mia: Renklerin anlamlari bolumunde yazilmamis olsa da eglenceli yanlari, enerjik yazilari ile, bence Mia'nin rengi koyu nar cicegi.


Lalis: Bence rengi lacivert, bazen ici huzunlu olsa da pozitife donmeyi bilerek, laciverde burunerek, bence olumlu bakmasini biliyor hayata. Bu sebepledir ki bence lacivert:)


Trendydolap: Bence Nilufer krem rengi, uyumlu ve sanki oturup konustukca sakinlik verebilecek bir kisilige sahip

Giz'li Teras  Bence turuncu. Tanimayan insanlar icin, disaridan soguk bir kisilige sahip izlenimi verebilir, ama tanidikca esasinda cok icten oldugunu ve ihtiyacin olsa yaninda bulacagin kisilerdendir diye dusunuyorum.


Zeynep'in Evi: Bence Zeynep'in rengi gokyuzu mavisi. Dingin ve huzurlu. 

Goksu Illustrasyonlari: Goksu'nun rengi bence icinde pembe tonlarinin oldugu bir suru rengin karisimi. Cizimleri, az ve oz cumleleri ile insanin yuzunu gulumsetiyor. 



Bu aralar yine az yaziyorum farkindayim, zaman nasil geciyor anlamiyorum...

12 Kasım 2011 Cumartesi

Quick China / Suschi Co?

Bu aralar Cin ve Japon mutfaklarina takmis durumdayiz. Bir de genellikle acken gitmis oluyoruz, menuleri gordukce gozumuz iyice donuyor.Susiler, eristeler...Amanin amannn....

Ilk duragimiz Istanbul Atakoy Plus'daki Sushi Co. Gittigimizde o kadar actik ki bence dort kisinin rahatlikla doyacagi susi tabagindan siparis verdik, iki kisi olmamiza ragmen. Tabi susiler olana kadar eristemizi soyledik:) Gozumuz artik ne kadar acsa, siz dusunun artik:) Eristesi bence guzeldi,begendim. Susi tabagini bu kadar buyuk istemek bence mantikli degil. Kaldi ki bitiremedik. Bir de boyle buyuk tabaklarin sikintisi icinde her cesitten var. Farkli lezzetleri tatnak icin guzel olsa da hepsi ayni keyfi vermiyor, bence favoriler secilip, ona gore siparis verilmeli. Ama ben uzun sure susi yemek isteyecegimi sanmiyorum:)

Bu da eriste...

Bayramin iki gunu Ankara'daydik. Bilkent'deki Quick China'ya gittik. Oncelikle tadimlik verilen susinin tadi tek kelime ile muhtesemdi. Acili eksili corbanin kivami ve aromasi gercekten guzeldi. Asagida sadece corba faslina iliskin fotograf var. Ana yemekler gelince ben yine kendimi kaybettim. Fotograf cekmeyi unuttum. Istanbul'da sadece Nisantasi'nda varmis. Ankara'da ise daha cok yerde var.Iyi ki bir ayagimiz Ankara'da, artik bol bol gideriz:)

Bence bu tarz uzak dogu mutfagina uzaksaniz veya deneme konusunda kararsizsaniz, ilk yediginiz yer cok onemli. Cunku kotu yapilan bir yemek, hele bizim yemek kulturumuzle genel olarak alakasiz oldugu dusunuluyorsa, o yemege ikinci sansi verme ihtimalini sifira indiriyor. O yuzden iyi bir baslangic yapmak icin Quick China'yi oneririm. Ben cok sevdim:)

11 Kasım 2011 Cuma

Izmir'de Yemek Uzerine

Uzun suredir dogru duzgun post yazamiyorum. Bayram oncesinde is icin Izmir'deydim. Bu sefer Izmir'in tadini cikaramadim. Istanbul'da calismaktan hic bir farki yoktu. Sabah ise git, aksam yorgun argin gel, ancak yemege git ve otele gel, yorgunluktan uyuya kal. Dolayisi ile Izmir postu sadece aksam yemekleri uzerine:)

Oncelikle otelden bahsetmeliyim, herhalde en guzel yani oydu. Hilton'un 23. katinda deniz manzarali bir oda. Yorgun argin gelince denize bakarak cay icme kismi keyifliydi. Otelin manzarasi...
Gece manzarasi, otele geldigimde hava coktan kararmis oldugu icin, ben hep gece manzarasini gordum.
Sabah kalktigimda da fotografini cekmeyi ihmal etmedim:)
Fotograflarini cekemesem de otelin kahvaltisi bence baya basarili. Galiba kilo aldim:( Az ye Lulu!
Bu yeme-icme postuydu di mi:)

Aksam yemekleri icin ilk rotamiz Kordon'da yer alan Balik Pisirici Veli Usta...Hurriyet'in Ege balik lokantalari arasinda ilk onda. Hafta ici olmasina ragmen oldukca kalabalikti. Izmir tam bir keyif sehri. Isten cikinca insanlar ne guzel balik yiyelim, keyif yapalim...Ozendim valla. Baligini, salatani yiyorsun ve keyfini cikariyorsun:) Peynirli salatasi gercekten cok guzel.
Baligini cok ovseler de; bizim yedigimiz gune denk gelmis olabilir, barbun yedik, begenmedik, resmen balik kokuyordu.Bence kalamari da guzel degildi. Esas yenilmesi gereken dil baligiymis, belki yanlis balik secimi yaptik diyecegim ama biraz once arastirma yaptim, Vedat Milor'e de oyle denk gelmis. Okumak isterseniz buraya.


2. duragimiz Corbaci Ismet Usta...Corbaci dedigime bakmayin, corbadan sis kebaba her sey var. Kendi halinde bir yer. Yine Hurriyet'in en iyi on corbaci listesinde yer aliyor. Beni mutlu eden kismi neredeyse her duvarinda Ataturk'un fotograflari vardi:) Lezzetler muhtesemdi diyemeyecegim. Corba isterseniz sunu soyleyebilirim yarim corba bile insana fazlasiyla yetiyor. Corba porsiyonu baya buyuk:) Ana yemekte de sis kebaptan yana kullandim secimimi. Ortalama lezzet diyebilirim. Kotu degil ama daha iyi olabilirdi.

Ve son duragimiz Sipari adli balik restorani. Iste burasini tavsiye ederim. Bence yedigim en guzel ahtapotlardan biriydi. Muhtesem lezzetli izgara ahtapot yerken beni benden aldi. Yemekten fotograf cekmeyi unutmusum:( Bir de mezelerden baliga hic yer kalmamisti, resmen tokluktan gozlerim dolmaya baslamisti ama barbunun tadina bakayim deyince, iki gun once yedigim kotu baligi unutturdu ve nasil yedim anlamadim. Buradaki favorilerim balik ve ahtapot. Tabi digerlerinin de hakkini vermek lazim... Mezeler de ortalama guzel. Yogurtlu patlican ve kuru aci biber ile yapilmis meze ise diger mezelerin ustunde, tadi tam kivaminda, degisik bir denge var icinde.
Ve gece gece fotografini koyarken yine canim istedi. Bol limonlu midye dolma. Onceden ben midye yiyemezdim, simdi ise masallah lop lop yutuyorum:)

Ve Izmir'e gidip de Reyhan Pastanesi'ne gidememis olmak icimde kalmistir. Herkes ove ove bitiremiyor. Bir dahaki sefere kaldi artik...
 
Bir sehre gitmeden once nerede ne yenir diye arastirma yaparak, farkli lezzetleri denemeyi seviyorum, Izmir'e gidecek olanlarin isine yarasin diye paylasmak istedim. Eger bir dahaki gidisinde sunu yemeden gelme diye onereceginiz bir sey var ise, onerilere acigim, bir dahaki gidisimde seve seve denerim:)

9 Kasım 2011 Çarşamba

Blogumun Bir Yili Geride Kaldi

Yazilarimi okuyan olur mu, severler mi diye bilmeden biraz umut ederek biraz da dusuncelerim, yasadiklarim bir yerlerde kendi kelimelerimle kalsin diye isteyerek bu blogu acmistim. Ve simdi iyi ki de acmisim diyorum.

Blog sayesinde huznu, keyfi, sevinci,guzellikleri, begendiklerimi /begenmediklerimi...yani hayata dair yasadiklarimi paylasma firsati buldum. Blogu acarken de ozellikle bir konuda yazmayacagim icin biraz oradan biraz buradan birseyler diye dusunerek adresimi birazhayat olarak almistim. Bloguma koydugum isimler bazen ruh hallerime gore degisti ve hala da degisebilir. Dedigim gibi "Icim bir curcuna, artik ortaya ne cikarsa" :)

Ilk izleyicimin oldugu gun nasil sevinmistim. Ilk yorumda havalara ucmustum. Ve her  yorumda, her izleyicide ayni sevinci yasiyorum. Bir senedir nasil gidiyor diye soran insanlara iyi ki blogu acmisim, blogumla cok mutluyum diyorum. Veeee bir yilim geride kaldi, sizlerle cok guzel gecti, ve iyi ki burdayim diyorum. Mutluyum:)
fotokaynak

7 Kasım 2011 Pazartesi

Durum Bilgilendirmesi

Uzun zamandir post yazamiyorum.gecen hafta is icin izmirdeydim.simdi Ankara'dayim.Bu postu telefondan yaziyorum.Yakinda yeni postlarla karsinizdayim.Herkese iyi bayramlar diliyorum