Sayfalar

31 Mayıs 2011 Salı

Roma'da Dugun

Roma'da turist omer modumuzda gezinirken, kilisenin onundeki sik giyimli kisiler dikkatimizi cekti. Aaaa gelini gormeden suradan suraya gitmem dedim:) Dugune katilanlar arasinda kim rukus kim sik diye kendi capimda yarisma yaptim ve dugunun siklarini fotografladim.
Yandaki fotograf ise baska bir gelinle damat. Yolda durup fotograf cektiriyorlardi.
Diger dugune isinlanirsak....


Bu teyzemi dugunun siki sectim!
Bu hanim kizimizin da kiyafetindeki yaprak detaylari pek bir hostu. 
Erkeklere gelince gunluk hayatta sikligin formulunu cozmusler. Uste bir ceket, altina hos bir pantalon ve icine  gomlek! Simdi boyle siralayinca bizimkiler de ayni seyi giyiyorlar, teee yarabbim, bir onlara bak bir bizimkilere diyesim geliyor ama demiyorum:P Bu arada bizde de sik giyinebilen erkekleri bu yazdiklarimin disinda birakiyorum. Roma'da gordugum erkeklerin cozmus oldugu basit formulu ise paylasmadan gecemeyecegim. Uzerinize sik bir lacivert ceket, icine ucuk mavi bir gomlek ve alta camel rengi tonlarinda pantalon. Bu mudur?Budur! Kiyaslayacak olursak da Paris'in kadini, Italya'nin erkegi sik:)
Neyse dugune donecek olursak, gelinin cikmasini o kadar bekledim ki, sanki kendi arkadasim evleniyor, bir anda herkes bana tanidikmis gibi gelmeye basladi. Bir suru fotograf cektim. Artik o kadar benimsedim ki gelin cicek atarken, sanki kendi arkadasim cicegi atiyorcasina cekilinnnn uleynnnn diye haykirasim geldi. Tabi adabimla dikildim geldim. Icimden bunu dusundukce de "Yok artik" dedim:)

29 Mayıs 2011 Pazar

Pazar Kahvaltisi

Pazarlarin en guzel yani pazar kahvaltisi. Gune guzel bir kahvalti ile baslayinca, butun gunum guzel geciyor. Hele kahvalti deniz manzarasi esliginde, hisarda olunca. Bugun hisardaki Kale'ye gittik. Sabahin erken saatinde gitmenin de avantajini yasayarak, ust kattaki en guzel deniz manzarasi olan koseye gectik,keyifle kahvaltimizi yaptik, sonra birbiri ardina tazelenen caylarla bir guzel de lafladik.
Daha sonra Taksim'e gittim. Bazen tek basima turist gibi Taksim'de gezinmeyi seviyorum. Saat planlamasi yapmadan, pasajlarin icine girmek, kitapcilarda gezmek. Esimle her gittigimiz ulkeden buzdolabi miknatislari aliriz.Ama is kendi yasadigimiz yere gelince, buzdolabimizin uzerinde tek bir miknatis yoktu. Bugun o gozle baktim, nereden miknatis alabilirim diye.Galatasaray Lisesi'nin oradaki pasajda turistlere yonelik ve hatta antika sayilabilecek hediyelikler var. Ama dogru duzgun bir miknatis yok. Istiklal boyunca bircok dukkana da baktim. Genelde cok zevksiz seyler var. Ammmaaa velakkiiin en guzel miknatislari Atlas Pasaji'nda buldum.
Daha sonra kitapcilari gezdim. Gecen gun ne okusam diye sizlere de sormustum.Uzun sure okumayinca icimde okuma istegi costu. Ben de asagidaki kitaplari aldim.

Sebahattin Ali'nin Kurk Mantolu Madonnasi tavsiyesi gelmisti. Onu okudugum icin, Icimizdeki Seytan adli kitabini aldim. Ayrica, okumayanlara Sebahattin Ali'nin Kuyucakli Yusuf adli romani oneririm. Okudugum zaman cok begenmistim.
Gulsemin'in onerisi olan Sineklerin Tanrisi adli kitabi da merak etmistim. Daha onceki konusmalarimizda Hayvan Ciftligi'ni de onermisti. Zevkine cok guvendigim icin hemen aldim. Kitapci da Albert Camus'un Dusus kitabini da gordum.  Onu da sepete attim:) Kitap onerilerini yazdigim defteri evde unuttugum icin, aklimda kalanlari aldim. Diger onerileri de bu kitaplari okur okumaz, alacagim. Cok okumam lazim coooook:)

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Yeni Kombinler


 Yaz gelince dugun sezonu acilir, okullar biter, mezuniyet balosu icin kiyafet aramalar baslar. Bu elbiseyi gorunce bir yakinim evlenseydi bu elbiseyi giymek isterdim diye dusundum ve bir kombin yarattim. Benim hosuma gitti, ya sizin?
 Yine tatile gidesim var, soyle sortumu, sandaletimi gecirip deniz kenarinda sakin bir yerde kahvalti yapasim... Herhalde suanki ruh halimle boyle civil civil renkleri icinde barindiran seyler giymek isterdim.Yakinda yeni kombin tasarimlari ile karsinizda olabilirim:)

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Kitaplar

Kitap okumak bir aliskanliktir, genellikle cocuk yasta kazanilir. Kimi kitap okumayi cok sever, kimi nefret eder. Herhalde yasadiklarinla durum sekillenir. Bazi aileler muhabbetin en koyu aninda, sirf cocuklari yanlarinda dolanmasin diye hadi cocugum git odana kitap oku derler. Cocuk zaten o noktada nefret etmesin de ne yapsin. Cocuga zaten verilmis ceza gibi algilayacagi icin, iyice sogur. Yetiskinler icin de durum benzer olabilir. Ben de master yaptigim donemde neredeyse gazete okumak istemiyorum demistim, master bitti oh rahat ettim dedim, sonra mesleki sinavlara hazirlanmaya basladim, kitap mitap gormek dahi istemiyorum dedim. Uzun bir suredir kitap okumuyordum. Son zamanlarda kitap okumak istiyorum ama kafami yormasin layalylom birseyler olsun veya oldukca surukleyici olsun, okurken hikayeye kendimi kaptirayim. Uzun zaman sonra Khaled Hosseini'nin Bin Muhtesem Gunes adli kitabini okudum. Oykusunu sevdim. Belki siz yazari Ucurtma Avcisi adli kitabiyla da taniyabilirsiniz. Tekrar kitap okuma istegim geldi, bu aralar dedigim gibi beni okuma hevesime baglayacak, surukleyici bir kitap tavsiyesine ihtiyacim var. Simdi herkesin kitap beklentisi farklidir diyebilirsiniz, ama yine de son zamanlarda okudugunuz hosunuza giden kitaplari merak ediyorum. Sizler ne okuyorsunuz? Hangi kitap son zamanlarda sizde iz birakti?
fotokaynak

Acil Yardima Ihtiyacim Var

Kendi blogumda yabanciyim resmen. Beni bu durumdan kurtaracak zati hallerinizin yardimlarina ihtiyacim var. Bloguma kullanici adi ve sifrem ile giris yapiyorum. Sonrasinda kumanda panelime ulasabiliyorum. Gelen yorumlari yayinlayabiliyorum ama gelen yorumlara cevap yazmak istedigimde, cumlelerimi yaziyorum, yorumlama bicimi bolumunde profil sec diyor. Eeee zaten kullanici adimla giris yapmistim, bu da neyin nesi diyorum ve sonrasinda google hesabini tikliyorum, blogger'a tekrar kullanici adi ve sifremi giriyorum. Bu sefer yorumumun ustunde "Adsiz dedi ki..." diyor. Adsiz kim? Benim ben diyesim geliyor.Ben de gicik oluyorum. Iki gundur yorumlara "Adi/URL" secenegini secerek cevap yazabiliyorum. Bu durum ile daha onceden karsilasan var mi bilmiyorum ama ben bu durumdan hicbirsey anlamadim:( Ne yapmam gerektigini bilen var ise yardim ederse cok sevinirim. Ne diyoruz biz blog arkadaslariiiii...." Iyi gunde, kotu gundeeeeee...." Bloguma dogru duzgun erisemedigim, sizlerin yorumlara kendi hesabimla cevap veremedigim ve ayni sebepten sizlere yorum yazamadigim icin.....Bu benim kotu gunum, hadi bana yardim edin:(  

Iste o profil secin yazisi:(

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Roma'da Moda

Roma'da Ispanyol Merdivenleri'nin karsi tarafinda yer alan sokakta bircok unlu markanin magazasi var. Sizler icin cektiklerim
1) Zara
2)Gucci
3) Gucci
4)Dior
5)Prada
6)Louis Vuitton


Roma 3

Roma'da 3. gun ve bir Pazar gunu. Istikametler: Kolezyum, Roman Forumu, Palatino, Piazza Venezia ve Pantheon.Oncelikle Kolezyum'da sirayi gorunce (Indirimdeki Mango kuyrugu gibi hic abartmiyorum) pes etmeyin. Daha once dedigim Roma pass karti aldiysaniz yavas yavas siranin basina dogru ilerleyin, orada kartinizin okundugu turnikeler var. Acikcasi daha onceden okuyup gitmeseydim kesinlikle orada siranin bana gelmesini beklerdim. Sozun ozu siranin onune gidin, su Roma pass'i iyi ki almisim deyin ve kendinizi Kolezyum'un icinde bulun:)

Kolezyum 19. yy'a kadar dunyanin en buyuk anfi tiyatrosu imis. Ve Kolezyum'un Iceriden Gorunusu

Buradan cikinca hemen sol tarafinizda yer alan Zafer Taki

Ve her yerde adi gecen Piazza Venezia.Bazi sitelerde burada yemek yemeden gelmeyin diyordu. Ben de bunu okudum ya illa orada yiyecegiz. Gidince orada bir suru kafe olacak zannediyorum.Tamam haksizlik etmeyeyim var mi var ama bende de galiba bu okuduklarim beklenti yaratti. Gidene kadar acliktan olduk, gidince amannnn dedik biraz daha sabredelim. Bence Roma'da illa orada illa burada yemek yiyin gibi seylere takilmayin. Tabi gurme degilseniz amac keyif almak! Ortam zaten hos, pizzalar makarnalar da gayet guzel. O yuzden gozunuze hos gelen yerde keyfinize bakin. Piazza Venezia'da yiyecegiz diye ara sokakta gordugum hos bir restoranda yemedik ya ben ona yanarim:(

Burasi da mimarlik derslerinde ornek olarak anlatilan Pantheon. Ust kisminda daire seklinde bir aciklik var. Iceriden yukari bakinca gokyuzunu gorebiliyorsunuz. Biz gittigimizde yagmur yagiyordu. Hos bir manzara idi.

L'Isola Tiberina, Tiber nehri uzerindeki kucuk adacik


Bunlarin haricinde Roma'da da her yerde oldugu gibi sokak saticilari var. Polislerden(Carabiniere) inanilmaz korkuyorlar. Zabitayi goren tabanlari yagliyor:) Biz birkac kovalamacaya denk geldik. Burada polis arabalari Alfa Romeo:) Veeeee birkac iyi adam, carabiniere!

Roma'da her yerde kucucuk sirin mi sirin arabalar, her yerde Vespa, Smart ve Fiat 500....Bu araba benim olsun! Fotografa baktikca yuzumu gulumsetiyor:)

Ve malesef bir tatilin daha sonu:(



21 Mayıs 2011 Cumartesi

Roma 2

Roma'da 2.gun. Esimin arkadasi ile daha onceden sozlesmistik. Kendisi Roma'li. Bizi otelimizden aldi ve arabayla sehir turu yaptik. Kahvaltimizi yapmamiz icin bizi sehrin manzarasini gorebilecegimiz bir tepeye cikardi. Iste klasiklesmis Italyan kahvaltisi...Kruvasan ve kahve.  Bu kruvasanlarin icinde krema var, cok lezzetli. Ustunde pudra sekerli seyleri yerken,genellikle leblebi tozu yutmuscasina bogulma becerisi gostersem de bunu afiyetle yedim :)

Daha onceki bir yazimda yazmistim. Askini kilitlemek ile ilgili bir batil inanc. Okumak isteyenler icin iki tik tik. Bu tepe askini kilitleyenlerin kilitleri ile dolu.
Arkadasimizin yanindan ayrildiktan sonra, Vatikan'da solugu aliyoruz. Vatikan Pazar gunleri kapali. Gitmeden once programinizi ona gore yapin. Ayrica, Vatikan'a kisa sortlar, etekler, omuzlari acik bluzler ile girmek yasak. Yaninizda sal bulundurabilirsiniz veya kot -tshirt kombini gibi daha makul seyler giyebilirsiniz. O kadar siraya girdikten sonra gidip de sizin kiyafetiniz uygun degil diye alinmamak,herhalde insani cildirtir. O yuzden bastan sartlari bilip de gitmekde fayda var.


Bir de Vatikan'a girmek icin inanilmaz bir kuyruk var. Biz kuyrugu gorunce acaba girmesek mi dedik. Sonucta buraya kadar geldikten sonra, burayi gormeden olmaz dedik ve kuyruga girdik. Kesinlikle hizla ilerliyor. Cunku kontroller siki bir sekilde yapilmiyor. Gozunuz korkup girmemezlik yapmayin.

Siranin bas kismi sadece
Vatikan'da en basta Vatikan-St.Pietro Basilica'yi gezdik. Burada giris ucreti odemiyorsunuz. Ici oldukca etkileyici. Buradan ciktiktan sonra, Vatikan Muzesi'ni gezdik. Yanlis hatirlamiyorsam giris ucreti kisi basi 6 Euro civari idi. Bu arada onemli bir nokta Vatikan'da Roma Pass gecmiyor. Gidince sormayin, internet sitelerinden okuduklarim kadariyla soranlara "Burasi Vatikan, Roma degil" diyorlarmis. Bazi bilgiler onemsiz gibi gozukse de onemli olabiliyor. Ben de olabildigince okuduklarimi, gorduklerimi sizinle paylasmak istiyorum.
Vatikan Muzesi'nden ciktiktan sonra, Vatikan Kule(Cuppola)'ya cikiyoruz. Buraya iki turlu cikis mevcut. Birincisi yuruyerek, ikincisi asansorle. Asansor belirli bir noktaya kadar cikabiliyor. Daha sonraki kisimlari herkes yuruyerek cikiyor. Kesinlikle tek tavsiyem asansorle cikin. Ben resmen eseklik ettim. Gitmeden bir blogda asansorsuz cikilan kisim kolay cikiliyor, asansore binmenize gerek yok diyordu. Ben de okudum, ogrendim ya, esime yuruyerek cikalim dedim. O diyen dilimi esek arisi soksun! Kesinlikle parasinda degilim yuruyerek 5 Euro, asansorle 7 Euro. Yani arada fark yok neredeyse. Biz cikmaya basladik. Asansorle cikilan noktaya geldigimizde zaten dilimiz bir karis disaridaydi. Acaba donsek mi dedim, hic cikmasak? O kadar cikmisiz artik, hadi gayret dedik. Yukari ciktikca, merdivenler iyice daralmaya basladi. Bazi noktalarda egilerek, duvara iyice yaslanarak gectik. Yukari ciktikca aklima burada olsem, kalsam tovbe billa beni indiremezler, burada olur kalirim dedim:) Saka bir yana, ne kadar giriste uyarsalar da, tekrar tekrar yaziyorum, kapali alan fobisi olanlar, kalp, tansiyon hastalari vs gibi kisiler kesinlikle cikmasin derim. Digerleri icin de tavsiyem kesinlikle asansorle cikin. Neyse biz dil bir karis disarida da olsa, yukari ciktik. Yukarida manzara asagidaki gibi:

Vatikan'i Isvicreli askerler koruyor. Parali askerler tarafindan korunmasi bazi donemlerde sertce elestirilse de ve bu askerler Papalara zaman zaman ihanet etseler de, Vatikan'in sirlarini disari tasimadiklari icin,Isvicreli askerlerin korumaya devam ettigi soylenmektedir. Kiyafetleri rengarenk. Michelangelo bu kiyafetleri cizmis ve aradan gecen bunca zamana karsin ayni kiyafelerin giyilmesine devam edilmis. Bu askerler ile fotograf cektirmeden olmazdi:)
Vatikan'dan ciktiktan sonra, yurume mesafesinde olan Melekler Kalesi'ne gittik. Melekler Kalesi Dan Brown'un Melekler ve Seytanlar adli kitabinda yer alir, hatta yanlis hatirlamiyorsam bir kismi bu kalede cekilmisti. Vatikan ile Melekler Kalesi'nin arasinda yer alan kopru herhangi bir tehlike aninda Papa'nin Vatikan'dan Melekler Kalesi'ne kacisini sagliyor. Fatih Sultan Mehmet'in oglu Cem Sultan bu kalede 4.5 yil hapsedilmistir.
Veee Roma'da her yerde karsiniza cikabilecek en guzel sey! Roma dondurmasi. Yillardir burada her yerde Roma dondurmasi yazar. Cocuklugumdan beri acaba Roma dondurmasi derken gercekten Roma'yi mi kastediyorlar diye merak ederdim.Kesinlikle bir bildikleri varmis. Roma dondurmasi her an yenilesi bir sey, kahvaltidan hemen sonra, ogle, ikindi, aksam hatta yatmadan once:)

Roma Roma Roma

Roma benim gunes duami duymus, gunluk guneslik bir havayla karsiladi bizi. Daha ucaktan iner inmez bingooo! Ankara'da okuyan biri olarak, karnibahar gibi giyinmeye aliskin bir insanim, bu sefer de oyle yapmistim.Ucaktan indim, aman yarabbi o da ne, ne guzel bir hava... O anda derdime bakin, tuh keske sandaletlerimi alsaymisim! Sonra bir amannn dedim, gunes olsun da, sandaletsiz olsun:)

Otele varip, esyalari biraktik ve kendimizi yollara attik. Elimizde harita ile, otelimize yurume mesafesinde olan Ispanyol Merdivenleri'ne gittik.Sunu soylemeliyim. Yurume mesafesi diyorum ama ayagimiza sipidak terlikleri gecirip bakkala gitme mesafesi degil:) Yani 20 dakika rahat yuruyorsun. Zaten o sokaklarda gezerken, eger yetisecek bir yeriniz yoksa, taksiye binmek manasiz olur. Biz de yuruduk ve....Ver elini Ispanyol Merdivenleri:)

Tabi bizim gibi gelenler sayesinde biraz turist akimina ugramis bir yer, sabah da aksam da durum ayniydi. Gunesin tadini cikarmak isteyenler merdivenlere oturup biraz soluklaniyorlardi. Bu caddenin Ask Cesmesi'ne dogru yurudugumuz yolda, alisveris yapmak isteyenler icin unlu magazalar siralanmis.Gucci, LV, Dior ...Ayri bir postta fotograflarini paylasacagim.

Asagida meshur Ask Cesmesi, gitmeden internette arastirma yaptigimda, bir cok kisi bekledigimden cok kucuktu, bu mu simdi Ask Cesmesi, hayalkirikligi gibi yazilar okumustum. Herhalde ben de beklentilerimi o kadar dusurmusum ki, gittigimde "Eee gayet buyukmus" dedim. Yani beklenti meselesi:)


Asagida kalabaligi gorebiliyorsunuz degil mi:) Para atmak icin insanlari gece gece asagiya ulasmaniz gerekiyor. Gittigimizde gelin damat gorduk. Turklerdi. Ask Cesmesi'ne ugradiktan sonra Italya sokaklarinda kayboldular. Cok hos gozukuyordu, Italya'da nikah bence cok hos olur.Tabi bu gordugumuz ilk nikahti ama son degil:)
 Biz de paramizi atip, dileklerimizi diledikten sonra, karsi tarafta gordugumuz dondurmacilarin cazibesine kapildik ve hemen en buyugunden dondurma almak uzere siparisimizi vermeye kalktik. Ama kizin bizi tabiri caizse bir dovmedigi kaldi. Tamam dondurma sahane de, tepemizin tasi atti resmen. Bundan sonraki gunlerde her firsatta dondurma yedik, ama Ask Cesmesi'nin karsisinda yer alan dondurmaci kara listemizde yerini aldi:(

Artik karnimiz zil calmaya baslamisti. Piazza Navona'da bundan sonraki gunlerde de klasik haline getirecegimiz pizzalardan siparisimizi verdik. Ve tabi meshur ev saraplarindan da...
Roma bolgesinde pizzalar lahmacun gibi incecik. Ince hamur pizzayi seven biri olarak, pizzalarini cok sevdim. Yami yamiiiii:)


17 Mayıs 2011 Salı

Roma Programi-Gezilecek Yerler

Roma gidilesi gorulesi yerlerden biri...Sevgilinizle biraz romantik, biraz salas zaman gecirebileceginiz bir yer..Roma'ya gitmeyi dusunenlere yardimci olabilecegini dusundugum gezi rotasini sizlerle paylasiyorum. Umarim isinize yarar....Hadi bakalim baslayayim hemen!
Havaalanina iner inmez, Roma pass kartini alin, bu kart 25 Euro kisi basi. 3 gun boyunca ulasim bedava ve girdigin ilk iki muze bedava. Kolezyum'un girisi yanlis hatirlamiyorsam 12 Euro idi. Durum boyle olunca karli bir is oluyor. Biz sadece bir kez meraktan metroya bindik, o da benim zorumla... Bir sehri kesfetmenin en guzel yollarindan biri, yuruyerek gezmektir, elinde harita ile biraz kesfetmektir...Biz de oyle yaptik, hep yuruduk...Ama ben de merak var tabi, buraya kadar gelmisiz, hazir Roma pass kartimiz da var, bir kere metroya binelim dedim. Acikcasi cok da gerek yok, yuruyerek kesfetmek en guzeli:)
Roma pass aldiginiz yerden sehre giden otobus biletlerinizi de alabilirsiniz. Gidis donus 14 Euro. Fiumicino Havaalani'ndan Termini Istasyonu'na yol yaklasik 45 dakika suruyor.Termini genellikle otellerin oldugu bir bolge, biraz gurultulu bir bolge, bizim oteli secerken, acaba cok mu tenha bir yerde diye dusunmustum ama isabetli bir karar olmus dedim sonra.
Sira geldi gezi programina, liste olarak yaziyorum, Roma pass'i alinca, icinde verilen Roma haritasini acin, gonlunuzden neresi geciyorsa, otelinizin yerine gore, ruhi durumunuza gore, Roma'yi kesfedin:)
Fontana de Trevi(Ask Cesmesi)
Spagna(Ispanyol Merdivenleri)
Piazza Navona
Pantheon
Campo De Fiori
Kolezyum
Arch of Constantine (Konstantin Taki)
Palatino
Roman Forum
Piazza Venezia
Vatikan-St.Pietro Basilica
Vatikan-Cupola(Kubbe)
Vatikan-Muze
Castel Sant'Angelo( Melekler Kalesi)

Roma Ilk Izlenimler

Heyyy ben geldim.Roma icin hemen ilk izlenimlerimi paylasmaliyim. Adim basi tarih fiskiran bir sehir, adamlar yuzyillardir bu tarihi korumayi bilmisler. Ara bir sokaktan gecerken bile, hic tahmin etmeyeceginiz bir yerde, onunuze heykeller cikiyor. Bizim ulkemizde bunlara canak comlek gozuyle bakiliyor veya ucube deyip insanlik heykelini yikiyorlar. Daha ne diyeyim! Burada o heykelleri gorseniz, basina bir sey gelmesin diye, muzeye kaldirma ihtiyaci hissedersiniz. Adamlarin muzeleri de sokaklari da heykel kayniyor, buram buram tarih kokuyor. Ve hal boyle olunca Roma insanlarin gormek istedikleri yerlerin listesinde cogunlukla ilk sirada oluyor. Baska soze gerek yok sanirim bu konu ile ilgili....
Burada yazdiklarim sadece Roma izlenimlerimi kapsamaktadir. Dolayisi ile butun Italyanlar soyledir boyledir gibi bir genelleme soz konusu degildir. Atip tutmuyorum nacizane kanaat paylasimi diyelim, olsun bitsin:)
Gordugum kadariyla Italyanlar bize benziyorlar. Rahat tipler, kural vesaire hak getire dedirtecek cinsten. Deli gibi araba kullaniyorlar. Milano'da cok kuralci imisler ama Roma'dakiler tabiri caizse yolda finkkkk atiyorlar. Neredeyse butun arabalar onden, arkadan darbeli. Herhalde insanlarin gunese maruz kalma orani arttikca, kurallar da eriyor gidiyor. Eeee ne diyoruz, burasi bastan asagi Akdeniz ulkesi....Bazi noktalarda bizim cok daha fazla kuralci oldugumuzu dusundum. Bu arada gidecek olanlara onemli bir uyari, havaalanina gidecekseniz, biraz erken gitmenizde fayda var. Havaalanina giden otobus saat 10:55'de kalkar diyor, saat 11:15'de kalkiyor. Havaalaninda kuyrugun nerede oldugu belli olmuyor. Randevulara illa ki erken giden bir tip olan, daha hic bir yere gec kalmamis  bir insan olarak, galiba bu konuda biraz takintiliyim. Ucak ogleden sonra da olsa, illa ki havaalanina erken gidilecek. Hani servis kartlarinda yazar ya `Servis beklenmez, beklenir` diye benim ki o hesap. Erken gidiyoruz, kitap falan okurum havaalaninda diye dusunuyorum bir yandan...Ama neredeeee? Check-in kuyrugunda beklerken, yetisirsek iyi derken buldum kendimi. Siz hesap edin yani. O yuzden ne diyoruz? Erken gidin havaalanina ucak kacmasin:) Bir de karmakarisik bir kuyruktayken, onumuzdeki ile guya tanidik numarasi cekip, onumuze gecmeye calisan iki kadin size sesleniyorum! Oyle o numaralar sokmez, bal gibi kuyrugun arkasina gececeksiniz:) Haaa soyleeeee! Cildirtmayin adami, azicik saygili olun:)
Bu arada fotografta gordugunuz evde yasamak istiyorum. Nasil guzel bir evdir bu?

10 Mayıs 2011 Salı

Roma Musaitsen Biz Geliyoruz:)

Aldik biletlerimizi, otel rezervasyonunu da yaptik. Bu Cuma ver elini Roma. Ama ben biraz tembel tenekeyim. Paris'de esim oturup nerede ne var diye detayli gezi programi yapmisti. Italya'yi da ben calisacagim dedim. Ama cikkkk! Nedense yapamadim:( O yuzden sizlerin yardiminiza ihtiyacim var. Gezi rotasi, gezilecek yerler haritasi, gezi programi gibi elinizde bir seyler var ise, adinizi "Hizir" koyabilirim sizin, hadi yetisin imdadima!

Benim cikardigim gezilmesi gereken yerler listesi:
1. Ispanyol Merdivenleri
2. Ask Cesmesi
3.Kolezyum
4.Melekler Kalesi
5.Vatikan

Baska baska....???
fotokaynak

Bir Haftasonu Kacamagi-Ucmakdere

Istanbul bir lunapark gibi bazen cok eglenceli, bazen de gurultusu, karmasasi ve kalabalikligi ile bir hayli yorucu... Hal boyle olunca, haftasonu insan bazen uzaklasmak istiyor, sessiz, bozulmamis ve tenha sokaklarda kaybolmak, beynindeki dusunceleri kaybetmek ve yine lunaparka donuste hadi bastan diyebilmek icin enerji toplamak....
Dusuncelerimizden arinmak icin, haftasonu Istanbul'a yakin kesif rotalari arariz. Motosikletimize atlariz, ruzgari hissederek, gectigimiz yerlerde kokulari icimize ceke ceke yol yapariz. Bu haftasonu da oyle yaptik, atladik motosikletimize, ver elini Ucmakdere...Istanbul'a yaklasik 200 kilometre uzaklikta. Sessiz, sakin bir yer. Henuz cok kesfedilmemis. Boyle guzel yerleri gorunce, esasinda ogrenilmemesi daha iyi diyorum bencilce, yeter ki gittigimizde bozulmasin diye. Ama bencillik yapmiyorum, sizlerle paylasiyorum. Fotograflar asagida...Belki bir haftasonu siz de gitmek istersiniz....

Kesif icin bazen yollari uzatip, bozuk yollari secebiliyoruz:) Iste bu yollardan gectik...

Ucmakdere'ye vardigimizda karnimiz zil caliyordu. Orada Omur'un Yeri diye bir yer var, oraya gidiyoruz. Gayet salas bir yer,kari koca isletiyorlar. Basit bir kahvalti ama kesinlikle doyuyorsunuz. O cilek receli var ya, parmaklari yedirtecek cinsten. Hic kaynatmadan gunes isiginda yapiliyormus, yillardir boylesini yememistim.


Bu da bin kalori yumurtamiz:)


Kahvaltidan sonra, deniz kenarinda yuruduk.Cocuklar ayaklarini denize sokuyorlardi. Oyle guzel egleniyorlardi ki... Ozendim valla. Ohhh! Gelsin sular:)

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Hayat Inceliklerde Gizliymis...

Bu hafta sonu hic beklemedigim bir surpriz yapildi bana...Surpriz Deli Kosesi'nin tatli blog sahibesi Dalya'dan:) Blogumda Kaybedenler Kulubu ile yazdigim yaziyi okuyunca, albumunu almis bana yollamis. Hic beklemedigin anda, bir de canin sikkindir ya, hic beklemedigin bir sey senin yuzunu guldurur. Iste oyle bir sey:)

Dalya'cigim tekrar cok tesekkur ediyorum bu ince davranisin icin. Notunu da cok sevdigim icin birlikte fotografini cektim. Dedigin gibi hayat inceliklerde gizliymis....

fotokaynak

4 Mayıs 2011 Çarşamba

Mimlenmek yine yeni yeniden:)

Bu mim olayini seviyorum, bir soruyla, bir konuyla bir cok insanin fikrini ogreniyorsun ve bir yandan da kendine ayna tutuyorsun. Mayis ayimin ilk miminde Bir Ince Ses ve Giz'li Teras beni mimlemisler, mayis dedigime bakmayin, Nisan'da mimlediler, ama bu aralar o kadar yogunum ki, simdi cevaplayabiliyorum.
Yeni mim konumuz
Mim konusu: Blog açma hikayeniz... Buralara yolunuz nasıl düştü ve neler hissediyorsunuz bir anlatın bakalım?
Blog benim icin cok yeni bir sey, bir yandan da bu kadar gec kesfettigim icin uzuldugum bir sey. Yillardir bir sekilde icimde yazma istegi olan bir insanim. Ilkokulda kendi capimda, mahallenin cocuklarini orgutleyerek, kendi dergimizi cikarmistik. Dergi nedir bilmeden, kendimce biraz Milliyet Cocuk tadinda yazilar, bilmeceler takiliyordum, sonra mahalleliye satmak icin kapi kapi geziyordum.Buyudum universite yillarimda bir internet sitesinde mezun oldugum uzmanlik alanimla ilgili biraz eglenceli biraz teorik yazilar yazdim. Sonra kendi isimi yapmadim, yazi yazmayi da biraktim. Gezmeyi, anlatmayi, yemegi seven bir insan olarak, her yedigimi, her gordugumu ona buna anlattim anlatmasina daaaaa.... Soz ucar yazi kalir misali...Soylemek yetmedi, yazmak istedim, icimden gecenleri soylemek, hem baskalarina, hem de kendime...Bir yandan ic dokus yeri olsun istedim ama bir yandan da  ya kimse okumazsa diye endise ettim, hem kendim icin yazmak istiyordum, hem de tanidigim tanimadigim bir suru insan icin. Yillardir takip ettigim bir blog vardi. Lacin Tenel... O ne dikmis, ne yazmis vs  bir sekilde her gun sayfasina girip bakiyordum, en baslarda bu blog dunyasindan oyle uzaktim ki, izlemeye bile almamistim, yorum bile yapmamistim... Sonra yavas yavas kesfetmeye basladim bu dunyayi...
Kasim ayinda Tunus'a is icin gittigimde, arkadaslarima ben fotograflari cekmeden yemegi yedirmedigimi fark ettim. Nereye gitsem fotograf cektigimi... Bu icten ice gelen bir paylasma istegi idi. Doner donmez blog nasil acilir diye internete girdim. En basta Lacin'e tesekkur maili attim farkinda olmasa da yazmaya tesvik ettigi icin. Sonra baska bloglar kesfetmeye basladim, yeni arkadaslarim oldu, yuzyuze tanimasam da nasillar diye merak ettiklerim, yazdiklarini okumadan edemediklerim... Onceleri bir yandan icimden yazmak geliyordu bir yandan da klavyeden parmaklarimi cekiyordum. Kimse okumuyordu ama ya okurlarsa, begenirler miydi, izlemeye alirlar miydi. Yavas yavas izlemeye alanlar oldu, her izlemeye alan kisiye, her yoruma o kadar seviniyordum ki... Ben kim icin yaziyordum, kendim icin mi, baskasi icin mi...? Her ikisi de....Oradan buradan bahsetmek, hayatimin, dusunduklerimin kaydini tutmak ve icimi dokmek, bir yandan bunlari paylasmak ve daha cok kisiye ulasmak....
Gelen her yoruma seviniyorum, sayfamda benim haricimde online birisi olursa icten ice muzip guluyorum, artan her takipciye deli gibi seviniyorum. Bu benim blogum ile ilgili olan kismi. Ayni zamanda bizden birileri bir yerlerde odul alinca, gazeteye, dergiye cikinca seviniyor, bizden birisinin basina kotu bir sey geldiginde de bir o kadar uzuluyorum..
Benim icimden disariya cikanlar iste burada yazdiklarim, ayni bir deniz gibi, benden Kiyiya Vuranlar....Sozu galiba uzattim, sozun ozu ben de buradayim ve iyi ki blogumu acmisim....
Ve mimliyorummmm!
Fashion Women Bella
Rebel Takipte
Dalga Sesleri/
Cadde
Modafobik
Ufurukten Prenses
Birileri Anlatsin
Pembe Fiyonk
Gaia in Love

BeTwinUs
fotokaynak