Sayfalar

4 Haziran 2021 Cuma

Problemler Hakkında Sürekli Düşünmek

 

Hep aynı tarz problemlerle mi boğuşuyorsunuz? Bu neden hep benim başıma geliyor, dönüp dolaşıp beni buluyor diyor musunuz?

Kişiler ve zamanlar değişse de adeta dejavu gibi bazı olaylar bazı kişilerde tekrar eder. Belki de “çekim yasası” iş başındadır. Bu olayların tekrar etmesinde üç neden bulabilir.

1.      Sürekli problemlerden konuşmak:  Aynı konularda şikâyet edip, tekrar tekrar bu konuları başkalarına anlatırken kendini buluyorsan, bu kısır döngünün içinde olman normal. Çünkü kullandığın sözcüklerle negatif bir manyetik alan yaratıyorsun ve yaydığın bu enerji ile kısır döngünün içinde kalmaya devam ediyorsun.

 Peki ne yapalım? Problem ortada duruyor ise sadece görmezden gelemeyiz. Bizi rahatsız eden durumun farkında olup, bizi rahatsız eden durumun neden oluştuğuna bakmalıyız. Bizi yargılamadan tarafsızca dinleyecek bir kişiye anlatmamız yeterlidir. Anlatmış ve rahatlamışızdır. Artık aynı konuda şikâyet etmeyi durdurmalıyız. Başlarda çok zor olsa da zamanla bilinçli farkındalıkla yaptıkça, bir süre sonra kolaylaşacaktır. Odağımızı olumsuza odaklamaya devam etmek yerine, orada bize olumlu gelen/bizi mutlu eden şeyleri fark edip, onlar üzerine yoğunlaşmalıyız. Yani olumsuz olan kısmın önem derecesini düşürüp, bir kenara koymalı. Çözümler üzerine odaklanmalıyız. Bunun için “imgelemek” çok önemlidir. Esasında olmasını istediğiniz şeyi, olmuş gibi hayal edip, onu hissettikçe, gerçekleşmesi için adımlar atmış olacaksınız. Hatta bunu cümlelere döküp, kâğıda yazmak da bu etkiyi hızlandıracaktır.

 2.      Problem Hakkında Sürekli Düşünmek: Aynı kısır döngünün içinde, başkalarına anlatmasanız da kafanızın içinde kaygı ile aynı şekilde düşündüğünüzde, probleme odaklanmış olursunuz. Bunun yerine bilinçli olarak gün içinde olumlu cümleler kurarak, zihnimizi yönlendirmeliyiz. Olumlamayı nasıl yapacağız? “3*O” ile.

a.       Olumlama:

Hayalini kurduğunuz gerçeklik ne ise onu düşünün. Yaşadığınız fiziksel gerçekliği bir kenara koyup, hayalini kurduğunuz, gerçek olmasını istediğinizi dile getirin.  Mesela, işyerinde sürekli arıza kişiler beni bulur diye düşünceniz var diyelim. Bunu kenara koyup, “Ben çok pozitif bir insanım, yaydığım enerji ile işyerinde hep seviliyorum, etrafım sohbetinden keyif aldığım, yardımlaşmayı seven kişilerden oluşuyor. Ben bu kişiler arasında mutluyum.” diye içinizden bu cümleleri geçirin.

             b.               Onaylama:

Onaylama ise, olmasını istediğiniz düşünceyi/ olumlama yaptığınız cümleyi söyledikten sonra, ona kanıt olacak bir şey bulmak. Biraz önceki örneğimizden gidecek olursak, işyerinde sizi seven, size yardım eden, sohbetinden hoşlandığınız kişiyi düşünerek, biraz önceki olumlamanızı onaylayın.

 c.      Oldurma

 Onaylama ile varmak istediğiniz ruhsal durumu şuan yakalamak. Onaylamadan sonra hissedeceğimiz duygu durumunu sürdürmek. Bu olumlama ve onaylama durumlarından sonra, oluşan duygu durumunu sürdürdükçe, bizim de yayacağımız enerji yükselecektir. Yükselen enerjimizin frekansı ile arıza diye düşündüğümüz kişilerin frekansı bir süre sonra tutmayacağından, bu kişilerin bize etkileri azalacaktır.

Problemler hakkında sürekli düşünmemizi azaltacak bir yöntem de meditasyon yapmaktır. Meditasyona yabancıysanız, internette yönlendirmeli meditasyon yapmanızı sağlayacak kaynaklar var. Meditasyondaki cümleler sizin anda kalmanızı sağlayacaktır. Zamanla kendi sessiz meditasyonlarınızı olumlu imgeleme yaparak yapabilirsiniz.

Zihin boşken daha çok konuşur. O yüzden size iyi gelen şeyleri keşfedip, kendinizi meşgul ettiğinizde, beyninizin içinde sürekli konuşan o ses bir süreliğine susacaktır. Mesela sevdiğiniz arkadaşlarınızla bir araya gelmek, spor yapmak, seveceğiniz bir film izlemek gibi. Bunları yaparken bedeniniz de daha olumlu hissedecek ve bu da ruh halinize yansıyacaktır.

Özetle, kısır döngünden çıkmak için öncelikle kişi farkında olmalı ve adım atmalıdır.

Sözcüklerini Değiştir, Hayatın Değişsin

Her düşüncemiz bir enerji, bizler düşüncelerimizle evrene enerji yayıyoruz. Bu yaydığımız enerji ile isteklerimizi de korkularımızı da gerçekleştirmek mümkün.  Evrene gönderdiğimiz enerjiler, kendisiyle aynı frekanstaki enerjiyi arar ve bizim düşüncelerimizle aynı frekansta olan düşünceyi bulur. Düşüncelerimizin gücüyle, yaşantımızda kendimiz ve başkası için ne düşünüyorsak onu kendimize çekeriz. Buna “çekim yasası” deniliyor. Düşündüklerimiz, gerçekleşmek zorundadır. Ne düşünüyorsak o oluruz. Ne ekersen onu biçersin cümlesi bence çekim yasasını özetliyor.

Burada kendimin de uygulamaya çalıştığı bir uygulamadan bahsetmek istiyorum. Bilinçaltımız –me,-ma’lı cümleleri tanımıyor. O yüzden kurduğumuz cümleler olumsuzluk içermemeli. Çünkü bilinçaltı –me,-ma ekini ayırmadan, ne söylüyorsak, ona odaklanıyor. Ben de cümlelerimi değiştiriyorum. Mesela;

“Kanser olmak istemiyorum” demek yerine “Ben çok sağlıklıyım” diyorum.

Yani olumsuza odaklanmak yerine, neyi, hangi durumu istiyorsanız onunla ilgili cümleler kurun ve evrene bilinçaltınızla bu mesajları gönderin, frekansınızı olumlu düşüncelerle yükseltin. Yüksek frekansınız da evrendeki diğer yüksek frekanslarla buluşarak, hayatınıza olumlu yansımalarını getirsin.