Sayfalar

31 Aralık 2012 Pazartesi

Isim lazim:)

2013 yilinda kendi yerimizi aciyoruz.cafe bar tarzinda bir yer olacak, tabi en onemli kisim acacagimiz yerin ismi. anladim ki bir cocuga isim koymak ne zormus.kendi kendime konustugumu fark ediyorum, bazen sacmaliyorum, bazen bu isim kesin tutar diyorum, bir gun sonra vazgeciyorum.veeee karar verdim, bugune kadar ne yasadiysam paylastigim sizlere sormak istedim. Acacagimiz yerin adi ne olsun? secilen ismin oneri sahibine omur boyu %10 indirim

26 Aralık 2012 Çarşamba

Assos Meze Balık

Gideli bir kac ay olsa da ancak yazabiliyorum. Assos Meze Balik'a sirf mezeler icin gittik, hatta usenmedik, Oburcan Cayyolu subesini o kadar övünce Cayyolu'na gittik. Mezeleri seçerken baya zorlandık. En sevdigim mezelerden olan Girit ezmesi ikram olarak geldi, bir ikrama gore baya guzeldi, beni mutlu etti.

Kayda deger diger meze ise topik idi. Icinde hafif bir tarcin vardi.

Ahtapotu ise kurutmadan yapmayi basarmak cok önemli. Bazi yerlerde lastik gibi oluyor tadi, bazilari ise kupkuru yapiyor. Ahtapotta ince bir ayar var, Assos bunu başarmış.
Patlicanli meze aldik,biraz ortalamanin altinda bir meze idi diger mezelere kiyasla.

Tabi meze söyleyince olmazsa olmazlarimiz arasinda tereyagli karides guvec alir. Guvecin icindeki tereyagini resmen sömürürüm ekmekleri bana bana:)
Ve kapanışı incir tatlisi ile yaptik.
Assos gunes alan ferah bir mekan, haftasonu aksamlari canli muzik oldugunu duydum, biz gunesli bir ogle saati gittik. Oldukca keyif aldik. Gonul rahatligi ile gidebilirsiniz.

23 Aralık 2012 Pazar

Gaga Manjero

Cumartesi aksami Gaga Manjero'ya gidelim dedik,bir suru yerden duydum, okudum vs. Tabi dedikleri kadar varmis, her yer dolu, rezervasyonsuz mumkun degil durumu:) Sangriasini uzun zamandir duydugum icin merak ediyordum, pazar gunu icin keyifli bir secim olacagini dusunerek bugun gittik ve iyi ki de gitmisiz.

Esasinda olayin biraz daha basina saracak olursam, ogrenciligim boyunca Radyo Odtü dinlerdim ve ozellikle 08:40 dersime yetismeye calisirken, bir yandan da Modern Sabahlari dinlerdim. ve yurt odasinda millet uyanmasin diye kendi kendimize kikir kikir gulerdik.  Sabahin o erken saatinde bizim gibi erken kalkanlarla, dersleri gec olduklari icin pufur pufur uyuyanlari uyandirmamak icin, bir yandan katila katila gulmek isterken bir yandan da kendimizi zor tutardik. Tabi aradan yillar gecti, hala bu programi surduruyor olmalari buyuk basari. Simdi bu programi sunanlar, programlari gibi guzel bir yer acmislar. Tunus Caddesi'nde Gaga Manjero. Dekoru basit ve zevkli bir yer. Bugun Pazar gunu olmasi sebebi ile sakin sayilabilirdi. Calinan muzikler de oldukca hostu.

Menusune gelince, oldukca eglenceli bir menu. Spagetti bolonez icin "Evde yaptiginiz bildigin kiymali makarna" veya Fish&Cips icin "Yasasaydi Lady Diana da bundan yerdi" gibi cumleler ile programdaki kendi kendine eglenen uc arkadasin, kasmadan abi ne yazsak su menuye diye konusmalari arasinda cikmis bir menu gibi. Zaten programi dinlerken de boyle hissederdim, uc yakin arkadas, sanki kendi aralarinda geyik yapiyorlarmis da mikrofon acik kalmis ve biz de dinliyormusuz gibi. Simdi her sabah bu programi dinleyenler dedigimi anlayabilir de, programi hic dinlememis iseniz ne diyor bu Lulu diyebilirsiniz:) Neyse uzatmayalim efendim, gidin Sangria icin:) Anamin karninda Sangria iciyordum da ondan tavsiye ediyorum:P 





Kafes Fırın Filistin Caddesi'nde Açıldı

Istanbul'da yasadigim donemlerde Ankara'ya geldigimde illa ki Kafes Fırın'a gitmek isterdim. Eskisehir yolu uzerinde yer aldigi icin, her zaman gitmem mumkun olmazdi ve eger gidememişsem boynu bukuk bir halde Istanbul'a donerdim. Simdi Ankara'da yasiyorum ve yeni yil hediyesi gibi guzel bir haberim var. Kafes Fırın Filistin Caddesi'ne acildi. Dun aksam bloggerlar olarak davetliydik. Muhtesem bir ev sahipligi yaptilar. Blog dunyasindan takip edip de yuzyuze tanismadigim bir suru kisi ile tanisma firsatim da oldu. Kafes Firin'in kurucusu Rezzan Hanim bence kesinlikle tanisilmasi gereken bir insan. Konusmamizda Kafes Firin'i nasil kurdugunu ve nasil gelistirdigini oyle mutevazi sekilde anlatti ki hayran olmamak elde degil ve hic bir zaman basariyi tek basima ben yaptim demedi ve basarinin arkasindaki guzel ekibine tesekkur etmesini bildi.


Baslangicta bize ikram edilen sicak sarabin tarifini almakta gec kaldim, cok lezzetliydi. Masalarda bizler icin ozenle hazirlanmis ikramlar vardi.
Bir de bizler icin hazirlanmis bir tatli ikram ettiler, herkes kasiklaya kasiklaya kapta bir sey birakmadi.

Ogle yemeklerinde de cok saglikli yemekler cikariyorlarmis. Hatta benim gibi zamansizliktan evde yemek yapamayanlar icin, facebook sayfasindan takip ederek aksam icin yemek ayirtabiliyormuşsunuz. Rezzan Hanim tarifleri anlattikca, resmen agzim sulandi. Tunali bolgesinde yururken, nerede yesek diye sordugumuzda artik cok guzel bir alternatifimiz var:)

Sozun ozu Kafes Firin benim her zaman yuzumu gulduren bir yerdir. Ve her zaman evimde gibi hissettigim sicacik ve samimi bir ortami vardir. Burasini herkese gonul rahatligiyla tavsiye ederim. Ve hatta simdi pazar kahvaltisi icin bir seyler almaya Kafes Firin'a gidiyorum:)

22 Aralık 2012 Cumartesi

Artık ben de varım:)

O kadar yazmak istesem de yazamiyorum, bir sey icimdeki cumlelere noktayi koydu. Blogu aciyorum, takip ettigim kisileri okuyorum, sonra yazayim diyorum ama olmuyor. Artik su ruh halimden cikmak istiyorum. Muhtemelen beni bu hale getiren"fotograf yukleme limitinizi doldurdunuz' hedö bödö cumlesi oldu. Gecenlerde bloga fotograf eklemek isterken, bir anda limitimi doldurduguma dair uyari gelmisti. Pek de arastiramadim ama picasa adli programda web albumu yaptiktan sonra yukleyebildigimi ogrendim. Zaten dar zamanlarda yazdigim icin, once picasa web albume yukle, oradan bloga yukle derken useniyorum yazamiyorum. Fotograf limitini benim gibi dolduranlarin buldugu pratik bir cozum var ise paylasabilirseniz cok sevinirim. Yoksa blogu acip, öküz-tren iliskisinde bloga bakip bakip kapayacagim. Anladiniz siz onu:)

Hee bir de sosyal medyadan fazla uzak kalan bir kisilik olarak adim adim geliyorum. Twitter hesabi aldim. Daha kullanmis degilim, hesabi aldim biraktim. Ola ki takip etmek isterseniz twitter kullanıcı adım: birazhayatlulu

Kesmedi bir de foursquare ve facebook hesabi aldim: Lulu, maille bulmak isterseniz birazhayat@gmail.com

Bloga pek yazamayinca, belki buralarda olurum dedim:) Beni ekleyin anacim:) 

4 Aralık 2012 Salı

Bu aksam damardan

Bu aksam youtube'da tesadufen Orhan Gencebay'in yeni albumune denk geldim, bu sarkiyi dinleyeyim su sarkiyi da dinleyeyim derken, bir baktim butun gece Orhan Gencebay sarkilari dinlemisim. Normalde bu tarz muzigi pek dinlemesem de itiraf ediyorum ben baya sarkisini biliyormusum:) Kose yazilarinda aman hic guzel olmamis, yazik etmisler Orhan Gencebay sarkilarina deseler de bence gayet guzel olmus.

Bu aksam damardan olsun:) Dertler benim, cile benim, mutluluk senin olsun:) Haydeeee!

29 Kasım 2012 Perşembe

Ankara'da Keyifli Bir Haftasonu Icin Oneriler

Ankara ile ilgili bir onceki yazim ile ilgili yorumlar ve e-maillere bakinca baya onemli bir konuya deginmis oldugumu anladim. Turist gibi gezmenin yaninda bence Ankara'da yasayan kisiler icin hafta sonu ne yapsam sorusu onem arz eder. Yapilabilecekler listesini kendimce paylasmak istedim.

Son yillarda, Ankara esasinda tam bir alisveris merkezi sehrine donustu. Burasi zaten Turkiye'de kisi basina dusen alisveris merkezinin en cok oldugu sehir. Sebebi basit esasinda, buyuk sehir, dolayisi ile cok insan yasadigi icin alisveris yapacak potansiyel cok, deniz yok, hava genelde soguk, dolayisi ile insanlar kendilerini bir cok seyi bir arada yapabilecegi alisveris merkezlerine atiyor. Ankara'da yapilacak etkinlikler listesinin liste basi gibi yazmis olsam da sahsen cok alisveris merkezine giden bir insan degilim, sadece durum tespiti yapmak istedim.

Sabah guzel bir kahvalti yapayim derseniz, Eskisehir yolu uzerindeki Kafes Firin'i oneririm.(Burada tatlilar da sahanedir, insani kendinden gecirir, kahvaltinin ardindan kahve&tatli guzel gider). Uzun sure zamaniniz varsa Liva'da kahvalti guzel oluyor. Onceden kahvaltilarimizi evde yapardik, ozellikle son yillarda millet olarak kahvaltimizi disarida yapma aliskanligi edindik, boylece kahvalti yapilacak alternatifler cogaldi. Bu da benim gibi kahvaltiseverlere yaradi.

Doga ile ic ice olayim, agac kokusunu hissedeyim, kuslarin sesini duyayim derseniz, Eymir Golu'nu tavsiye ederim. Artik haftasonlari araba ile almiyorlar bilginiz olsun. Golbasi da ikinci alternatif olabilir. Deniz olmayinca gol karsisinda dusuncelerden arinmak da guzel oluyor.

Cadde icinde olayim, hem insanlari goreyim hem de bir iki dukkana ugrayarak, sehri hissedeyim derseniz, Tunali Hilmi Caddesi ve Kizilay'da kucuk bir yuruyus hos olur. Tunali'ya gidilmisse, Ankara klasigi olan Kitir'da bir bira icip, patates yemek keyifli olur.

Kizilay meydani ne kadar kalmamis olsa da Ankara'ya gelince, Kizilay'a da ugramak lazim. Kizilay'in kendi halinde olusunu seviyorum. Kizilay'da haftasonu kitapcilarda zaman gecirmek, ozellikle Dost Kitapevi'ne ugramak, insanin bir gununu oldukca keyifli gecirmesine sebep olabilir. Kizilay icin de Mulkiyeler Birligi'nde oturulmasini tavsiye ediyorum. Yuksel Caddesi'nde cogu zaman eylem oldugu icin, eylem yapanlarin sloganlarinin bolca duyuldugu yer olsa da Kizilay'daki bence en keyifli yerlerdendir.

Ankara Kale, Ankara'da yasayip turist gibi hissedebileceginiz bir yer. Esasinda cok buyuk bir beklentiniz olmasin, Kale'nin civari ne kadar yapilmis olsa da bir kac sokaktan olusuyor. Burada en cok antikacilari gezmek keyifli. Bir de gidilmisken Koc'un Cengelhan Muzesi gezilmelidir. Ben bu muzeyi gezerken keyif almistim, buraya yazarken animsadim. Etnografya Muzesi de gezilmesi gereken yerlerdendir. Burayi gezmek icin biraz zamanizin olmasinda fayda var.

Ankara'da aksamlari keyifli bir yemek yenebilir, ozellikle son zamanlarda raki&balik seklinde yenebilecek cok guzel restoranlar acildi. Gece bir saati gecirdikten sonra, karniniz acikirsa, Esat'daki Aspava'lara gidilebilinir, eger corba icip ayilmak isteniyorsa, Hosdere'deki Beykoz'a gelinmelidir. Bir de Ataturk Orman Ciftligi'ne gidilerek kokorec yenilebilinir.

Eger ogrencilik gunlerine donmek, kampus hayati yasamak istenirse, kapidaki gorevliler Beyaz Saray'a giriyormuscasina muamele etseler de, kimlik birakilarak Odtu'ye gidilebilinir. Kutuphanesi keyiflidir. Secilecek bir suru kitap vardir, secim yapayim derken resmen basiniz agrir, ama sonunda deger. Guzel bir kitapla kutuphanenin icindeki kirmizi koltuklara yayilmak oldukca keyiflidir.

Simdilik aklima gelenler bunlar. Ozellikle cok fazla restoran adi vermek istemedim.Zaten yedikce/ gezdikce paylasiyorum. Umarim isinize yarar:)

28 Kasım 2012 Çarşamba

Ankara'da Gezilecek Yerler

Ankara'ya misafirim geldiginde nereye gotursem, nereleri gezdirsem sorusuna cevap ararim. En son annemler geldiginde, ne yapsak, nereleri gezsek diye plan yaparken zorlandim. Ben de benim durumumda kisiler olabilir diye gezilecek yerler ile ilgili yazi yazmak istedim.

Atakule, Ankara'nin en onemli simgelerinden biri bence. Önceden Ankara'nin ilk alisveris merkezlerindenmis. Tabi bir de Ankara'yi yukaridan kesfetmek icin ideal bir yer.  Suan alisveris merkezi olan kismi kapali. Icinde butun dukkanlar bos, adeta terkedilmis gibi. Nedense dukkanlar kapaninca, yukariya da cikilamayabilir diye dusunmustum ama yanilmisim. Atakule'nin girisinin yan bolumunda, yukari cikmak icin ayri bir asansor var. Kisi basi 10 TL vererek yukari cikabiliyorsunuz.  Oldukca yuksek bir yere cikitiginiz icin, yukseklik korkusu olanlara tavsiye etmiyorum. Ama az biraz sabrederim derseniz, yukarisi oldukca guvenli, düşme hissi yaratacak pek bir sey yok, direk asagiya bakmazsaniz tabi:) Bir de yukarida yer alan dönen restaurant artik kapali. Bence Ankara'ya yolunuz duserse, yukaridan Ankara manzarasi izlemek icin Atakule'ye gidilebilinir.

Ankara icin bence gidilmesi gereken yerlerin başinda Anitkabir gelir. Diger gezilecek yerler ise Ankara Kalesi, Roma Hamami,  Hamamönü, Hayvanat Bahcesi olabilir. Acikcasi ne amacla gezildigine ve gezen kisilerin de yas grubuna gore degisebilir. Ornegin keyifli bir pazar gunu doga icinde olmak istenirse Eymir'de kahvalti, fotograf cekimi icin gezmek istenirse Ulus bölgesi onerilebilinir. Turistik bir gezi olmasin sadece sehir hakkinda biraz bilgi sahibi olayim, havasini koklayayim yeter denirse, Arjantin Caddesi'nden baslayarak, Tunali Caddesi'nde yurumek ve oradan da Kizilay'a gecmek hos olabilir.

Benim aklima pek bir sey gelmiyor. Sizin onereceginiz yerlere de acigim. Onerilerinizi bekliyorum.

17 Kasım 2012 Cumartesi

Yves Rocher

Dun Yves Rocher'in indirim e-mailini alinca, magazasina ugradim. Nemlendiricim, yikama jelim bitmisti. Yenilerini almak icin bir firsat dedim. Kampanya benim icin baya karli cikti. Her urunde % 30 indirim vardi ve istedigin tonda allik hediye ediyorlardi.

Ancak karli bir alisveris yaparsam ne aldim postu yaptigim icin sizlerle paylasmak istedim. Oncelikle bu tarz kampanyalarindan faydalanmak icin Yves Rocher kartinizin olmasi gerekiyor. Karti aldiginiz gun benim bildigim bu tarz kampanyalardan faydalanamiyorsunuz cunku aradan 24 saat gectikten sonra kart aktif oluyor. Karti cikarip kenarda tutmakta fayda var. Bir de dogum gunu ayinizda (yanlis bilmiyorsam dogum gununuzden 15 gun ileri ve 15 gun geri tarihlerde) bir urun aldiginda ikinci bir urun bedava gibi kampanyalari oluyor, sadece hangi urun pahali ise o urunun fiyatini oduyorsun. Bence baya karli oluyor, ornegin gunduz nemlendiricisinin yaninda gece nemlendiricisi bedavaya geliyor.

Benim dun aldiklarima gelecek olursak(Indirimsiz fiyatlarini yaziyorum):
Gozenek temizleyici maske: 19.90
Nemlendirici jel krem: 32.90
Yuz yikama jeli: 19.90
Allik: 39.90

Toplamda 112.60 tutmasi gerekirken ben 50.89 ödedim. Karli alisveris yaptigim zaman benden mutlusu yok:)

16 Kasım 2012 Cuma

Cici Piknik


Bilenler bilirler Ankara doneri baska guzeldir. Ozellikle komur atesinde yapilmis ise. Bugun, uzun zamandir adini cokca duydugum ama bir turlu firsatini bulamadigim Cici Piknik'e gittik. Cici Piknik icin ne duyduysam gercekten oyle cikti. Neler mi duymustum? Kucucuk bir bufe...Donerden baska bir sey yok...Gunun her saatinde doner sirasinda bekleyen insanlar var...Ve bu doneri yiyen bir daha gidiyor...Iste boyle duydum.

Donerin burada mudavimleri var, bilenler geliyor, normalde yanindan bin kere de gecsem, burasi hakkinda bu kadar guzel seyler duymasam hic bir zaman fark etmezdim ve hicbir zaman da iceri girip yemek yemezdim. Simdi ise yolumun ustunde olmasa bile sadece bu doner icin yolumu degistirebilirim:) O denli yani!

Donere talebin cok olmasi siranin olmasi icin sebep olsa da esasinda fabrikasyon donerciler gibi sipsak hazirlamak yerine hakkini vererek komur atesinde yavas yavas pismesi esas sebep. Doner o komur atesi ile yavas yavas pisince baska bir guzel oluyor. Bu doner bence cok guzel, herkese tavsiye ediyorum. Lavas et doner 9.25, yarim ekmek arasi 9 TL. Bence her kurusuna deger!
Ankara'da dedigim gibi guzel doner yenilebilecek yerler var.Benim icin en guzelleri

-Mutlu Doner-Guvenlik Caddesi
-Cici Piknik-Kizilay
-Ozler Doner-Tepe Prime



Kahvaltilik Sos

Eskiden anneannem acika yapardi, sabah kahvaltilarinda beni mest ederdi. Teyzemler, torunlar vs derken ne kadar cok yaparsa yapsin, herkese ancak bir kavanoz acika kalir ve herkes de  evine gider gitmez en kisa surede bitirirdi.
Disarida marketlerde acika/kalvaltilik sos vs adi altinda satilan urunlerden neredeyse hepsini denedim. Nedense iclerindeki yapay maddelerden, hic birinde istedigim tadi bulamadim. Ben de anneannemin yaptigi gibi olmasa da kendi tarzimda bir sey yapayim dedim ve kac gundur gece yarisi dahil ekmegin uzerine surup surup yiyoruz. Kendimi ovmek gibi olmasin ama yaptigim seye bayildim. Kavanoz kavanoz yapip stoklayasim var. Yapimi da cok kolay. Hadi ev kadini Lulu anlatsin:)

 Malzemelerimiz:
10 adet kirmizi etli biber
Goz karari ceviz
Bir corba kasigi salca
Karabiber, az kimyon, kirmizi toz biber, tuz ve nane
Bolca sarimsak

Kirmizi biber ve cevizleri rondodan gecirdim. Bu karisimi teflon bir tencereye aldim, icine salca ve sarimsagi koyarak karistirmaya basladim, hafif hafif fokurdamaya baslayinca baharatlari da ekledim. Sonra sicakken kavanoza bosalttim. Sogumasi icin kapagini acik biraktim. Soguduktan sonra da dolaba koydum. Dolapta sakliyorum diyecegim ama neredeyse kavanozun dibine az kaldi:)

13 Kasım 2012 Salı

Insanda Biraz Onur Olur!

Dün Anıtkabir'deydim. Muzeyi mihmandarlar esliginde gezdik. Ve daha onceden duymadigim bir anekdot tuylerimi diken diken etti, yuregime sanki dunden beri bir sey oturdu. Sizlerle de paylasmak istedim.

Buyuk Taaruz esnasinda, Yunan ordusunun yenilmesi icin Dumlupinar bolgesinde yer alan Çiğiltepe'nin alinmasi şarttir.  57. Tumen Komutani Reşat Bey bu Çiğiltepe'nin alinmasindan sorumludur. Ates altinda kalmamak icin, biraz açıktan dolanınca, biraz fazla zaman kaybeder. Mustafa Kemal tepenin alinmasi gecikince Kocatepe'den Resat Bey'i arar ve tepenin alinmamasi ile ilgili biraz kizarak, bu tepeyi ne zaman alacaksin diye sorar. Resat Bey de yarim saat sonra Pasam, size soz veriyorum diye cevap verir. Mustafa Kemal de size guveniyorum ve basarilar diliyorum der. Aradan yarim saat gecikince, Mustafa Kemal tekrar arar. Resat Bey yerine baska birisi cevap verir: "Pasam, Resat Bey size bir not birakarak veda etti" der. Notta ise su yazmaktadir: `Yarim saat zarfinda o mevkiyi almaya size soz verdigim halde, sozumu yapamamis oldugumdan yasayamam" der. Resat Bey bu utancla yasayamamis, kendini vurmustur.
Ataturk bu olaya cok uzulmustur ve cikan soyadi kanunu ile kendisi Resat Bey'in ailesine Çiğiltepe soyadini vermiştir. 

Ne onurlu insanlarmis, kendilerinin gormeyecegini bile bile gelecek nesiller icin, bu ulke ıcin, bizler icin savasmislar. Bir oncesine bakiyorum bir de bugunlere...Insanlarin yuzsuzlugune, piskinligine, vurdumduymazligina, koltuk sevdasina... Yok artik diyecegimiz olaylar, skandallar yasadigimiz halde istifa etmeyi bile bilmeyen kisilere.... Hey size diyorum. Insanda biraz onur olur!

11 Kasım 2012 Pazar

Göksu Lokantası

Gecenlerde Mehmet Yaşin "Ankara Goksu ve Gar Lokantalari muhtesem" diye tweet atmis, ben de aylardir yazmak icin beklettigim Goksu fotograflarini arsivden cikardim. Goksu Ankara'nin en eski lokantalarindan, Nenehatun bolgesine acildi. Cok katli şık bir restaurant. Gece gec saatlerde bile burokrat tipli, devlet erkani denilecek zatlari gorebiliyorsunuz. Ben önceki gidislerimde genellikle et yemekleri yiyordum, bu son gidisimde daha cok meze yedim. Et yemeklerinin iyi oldugunu biliyordum, mezeleri ilk defa denedim ve cok begendim.


Burasinin pastirmali humusu gercekten cok guzel, tavsiye ederim.

Ve son olarak bir Goksu klasigi ile kapatmak lazim, ne kadar tok olursaniz olun, masaya oturur oturmaz bir sufle soylemelisiniz, garsonlar yemek yemenize bagli olarak sufleyi hazir ediyor, yavas yavas oluyor, tadindan yenmiyor. Iki kisi icin baya fazla, biz hic tamamen bitiremedik. Sozun ozu, Ankara'da Goksu gercekten cok guzel!

7 Kasım 2012 Çarşamba

Gelin Ayakkabısı

Evlenirken dügün yapayim, nikah sekerim soyle olsun, davetiyem boyle olsun tarzinda hic bir hevesim yoktu. Onemli olan sevdigim adamla birlikte olmak degil miydi geri kalan formalite diye dusunurdum, hatta hic bir hevesim olmadigi icin aman ne gerek var oyle seylere derdim. Cok degil iki sene once evlendim ama simdi baska dusunuyorum, yani simdi evleniyor olsaydik, masallahim olurdu, her seye heveslene heveslene bir suru sey yapardim:) O zaman fuzuli olarak degerlendirdigim her şey şimdi elzem olurdu:) Esim bu postu okuyunca allahtan zamaninda evlenmisiz diyecek:)

Neyse sözü uzatmayayim, simdi evlenseydim, herhalde ilk yaptiracaklarimdan birisi de kisiye ozel gelinlik ayakkabisi olurdu. Bence son zamanlarda cok guzel gelin ayakkabilari yapilmaya baslandi. Fikir vermesi acisindan yakin zamanda evlenen arkadasimin ayakkabisinin fotograflarini paylasiyorum. Ben cok sevdim. Siz de sevdiniz mi?


Derdime Çare

Önceleri gazete okuyan, güncel olaylari takip eden, arastiran bir insan idim. Gecmis zaman kullaniyorum çünkü artık dogru durust gundemle ilgili bir sey okumuyorum. Olaylar nedense benim icin hep karamsarlik demek oldu. Kotu haberleri okuya okuya iyi bir seylerin olacagina dair inancim köreldi. Ama bu durum da beni zır cahil yapti:( Yani köşe yazisi kivaminda, arastirilarak yazilmis seyleri okumayi sevsem de roman tarzi haricinde birsey okumaz oldum. Acikcasi bana hap gibi hem gunceli hem gecmisi sentezleyerek verecek bir sey lazimdi. Benim cok sevdigim bir yakinim, kendisi okumayi ve arastirmayi cok sever, bugunlerde bir blog acti. Cemberindısındanbakis adli bir blog. Olaylara disaridan bakan, durumu analiz ederken, bugunun temellerini gecmis gunlerden esasinda nasil atildigini anlatan bir blog. Simdi benim gibi cahilligin sinirina gelmis biri, okumaktan sogumus birine bu blog derde care degildir de nedir? Cemberindisindanbakıs blogu esasinda cok yeni bir blog ama ileride yazdiklari ile cok ses getirecegine eminim.  Her gun yeni bir yazi var mi diye sabirsizlikla bekliyorum. Siz de okumak isterseniz iki tik tik.
fotokaynak

Bu yemek takımı benim olmalı:)

Hem yemek yapmayi hem de yemegi cok severim ve sofralarda kirmiziya bayilirim. Üç kurus fazla olsun kirmizi olsun derim, ya beyaz masa ortusune beyaz yemek takimi ve kirmizi peceteler,  ya da beyaz yemek takimina, beyaz pecete ve kirmizi bir masa ortusu kullanirim. Simdi Uyduruk Prenses'in cekiliste verdigi Cookplus yemek takimini gorunce esas eksigimin kirmizi bir yemek takımı oldugunu anladim,  ben  cok sevdim. Benim olsun benim olsun diye evrene mesajlar gonderiyorum. Siz de cekilise katilmak isterseniz iki tık tık! 


6 Kasım 2012 Salı

Coccinella Pastanesi

Evinizin yakinlarinda restaurant, cafe, pastane gibi seylerin bulunmasi hayat kurtarir. Bazen habersiz cikagelen misafirde veya yetismeyen islerde, pastaneye kosmak gerekir. Bazen misafir icin iyi olur bazen de ev sahibinin kendi psikolojisi icin. Yani caniniz disarida bir seyler yapmak ister, ama üsenirsin veya cok zamaniniz yoktur, boyle anlarda en yakininizdaki yerlere yonelirisniz.

Bizim de Coccinella'e yolumuz keyfi dustu. Hadi bir pasta yiyelim dedim, havanin da guzel oldugu bir zamandi, hemen masalarda kendimizi bulduk. Dis kapida pastalarin % 30 indirimli oldugu yaziyordu, ama hesabi oderken, sadece paket siparisler icin gecerli oldugunu soylediler. Bence kapinin disarisinda yazilan duyuru cok daha net olmaldır. Bana biraz pahali geldi, yani aldigim hizmete degmedi diye dusundum.

Bunun haricinde guzel bir birkac saat gecirdik. Visneli cheescake guzeldi, milfoylu pastayi ise sevmedim. Ortam mekan olarak gayet hos ve keyifli dosenmis. Sanki her sey yerlerini bulmus gibi.Biraz da fiyatlari ucuz olmali.

30 Ekim 2012 Salı

Middle Kitchen

Istanbul'a iş icin gitmem kesinlesince hemen cok sevdigim eski iş arkadaşlarimla gorusmek icin plan yaptim. Lokasyon anlaminda herkese yakin olmasi sebebi ile Yesilkoy'de karar kildik. Ankara'dan gelmis olmam sebebi ile özledigim deniz kokusunu bolca içime cekebilmem adina Yeşilköy benim icin cok guzel bir tercihti. Hava hafiften serin olsa da disarida oturmak oldukca keyifliydi.

Bu sene Yesilkoy'e yeni bir yer acilmis, Middle Kitchen. Keske ben Istanbul'da yasarken acilsaydi. Konumu itibari ile deniz manzarali, simdiden kesfedildigi Cuma aksaminda masalarin bir hayli dolu olmasindan belli. Menüsü oldukca cesitli, musteri memnuniyeti ön planda.

Yesilkoy tekrar Istanbul'da yasayacak olursam yerlesecegim semttir, cok severim. Bu yeni acilan yeri de cok sevdim. Istanbul'da yasayip da sanki yazlikci gibi aksamlari deniz kenarina gidip bir seyler iceyim derseniz, adresiniz Middle Kitchen olabilir:)




Bir Taksim Klasiği-Kızılkayalar

Gecenlerde is icin Istanbul'a gitmistim, aksam arkadaslarimla bulusacagim diye resmen kosturmak zorunda kalsam da Ankara'dayken ozledigim Kizilkayalar'a ugrayarak hemen bir islak hamburger kapmaktan kendimi de alikoyamadim. Zaten bu hamburgerler bana cerez gibi geliyor, bir hamburgeri hop diye iki lokmada mideye indiriyorum:)

Kizilkayalar benim icin Taksim klasigidir, Istanbul'dur. Ilk Istanbul'da yedigim zaman, ne yani hamburgerin islagi mi olur demistim, hatta oyle ekmegin islak islak olusundan hoslanmamistim. Simdi ise icindeki sostan midir bilemem ama cok seviyorum. Istanbul'dayken her gun yiyecegin bir sey degildir ama ara sira canin cektiginde, kacamak yapmak istediginde orada oldugunu bilmek bile yeterlidir:) Bence Istanbul'a yolu dusenler, bu islak hamburgeri yemeli. Tabi Taksim'de bir suru yerde satilmakla birlikte ben nacizane Kizilkayalar'i öneririm. Yine gece gece yemek postu yapmis oldum. Bu saatlerde herhalde bana birseyler oluyor:)

Türkan

Yaklasik bir kac once Ayse Kulin'in Türkan adli kitabini okumustum, filminden haberim yoktu, gecenlerde esimle D&R'da gezerken, filmini gorunce, hemen aldik. Tatildeyken de yanimda goturmustum, izledim iki gozu iki cesme. Resmen icime isledi. Ne buyuk haksizlik dedim. Keskeli cumleleri cok sık kurmam esasinda, filmi izledikce, keske dedim Turkan Saylan yasarken, gidip tanişsaymisim dedim bu buyuk insanla. Galiba cok etkilendim, uzuldum, ne istediler dedim, yatakta yorgani uzerime cekip agladim agladim...

Yazarken hala etkisinde kaliyorum galiba. Etkisini bir kenara birakip biraz da olsa hem kitabini hem de filmini anlatayim. Ayse Kulin'in yazim dilini severim, cumleleri akicidir, beni bir sekilde okurken icine alir ve genelde bir kac saat icinde de kitaplarini bitirmis olurum. Türkan adli kitabini okurken en baslarda dogrusunu soylemek gerekirse, biraz sıkıldım, hatta kenara koyup birakacaktim. Cunku kitabin baslarinda biraz fazla mektuplara yer verilmis, sonrasinda ise kitap yine akmaya basladi, Turkan Saylan'in azmini, cuzzamlilarla mucadelesini, ayakta tutunmasini, ikilemlerini, kararligini, korkularini anlatmis. Kitabin basini gecince, kitap acildi ve gayet de guzel bitti.

Filme gelince, Ayse Kulin'in kitabindan esinlenilse de, Turkan Saylan'in son gunlerini konu almis, baskindan sonrasini...O kadar halsizken,hastayken, tek amaci insanlara yardim etmekken, birden son gunlerinde evine yapilan baskinla basliyor film. Turkan Saylan'in o gunlerde en buyuk istegi Cagdas Yasami Destekleme Dernegi'nin 20. yil kutlamalarina kadar yasayabilmek! Yani dusunun ne kadar bicak sirti bir cizgide, olumle yasam arasinda bir yerde pamuk ipligiyle bagli bir donem... Evi baskin sirasinda resmen talan ediliyor, ne bulmayi umuyorlarsa! Hayati boyunca cuzzamlilara yardimci olmus, onlara dokunmus ve ondan sonra gelen hekimlerin de dokunmaktan korkmamalarini ogretmis. Milyonlarca kiz cocuguna kardelen projesi ile okuma firsati sunmus. Hepimiz kendi capımizda elimizden geldigince iyi insan olmaya calisiyoruz, ama nereye kadar baskalari icin bir sey yapiyoruz? Kendi adima soyleyeyim, bu kadinin yaptiklari yaninda kendi yaptiklarimin lafi bile olmaz. Neyse konudan sapiyorum. Filmi izlerken, Turkan Saylan'in eski hastalari ile vedalasmalari, ölumle yuzlesmeye hazirlanmasi, torunu ile diyalogu, herkes icin kosup dururken, kendi cocuklarinin da annelerini baska cocuklar ile paylasmak zorunda kalmalarindan yasadiklari uzuntuyu yani tum insani yanlari ile Turkan Saylan'i anlatiyor.

Film icime isledi. Bu guzel insanin kiymeti yeterince bilinmedi diye dusunuyorum. Yazik cok yazik!

29 Ekim 2012 Pazartesi

Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!

Keşke Ataturk'un yaşadigi donemde yasasaydim, keske Ata'mizi gorseydim. Liderlik ozelliklerini, zekasini, insaniyetini okudukca, nasil sansliyiz ki boyle bir kisi bizim önderimiz olmus demekten kendimi alamıyorum. Tabi ki bunu şans olarak gorebilene...

Bugun malesef ise gitmek zorunda oldugum icin, yuruyuse gidemedim. Ulus civarindan gectigim saatlerde, yuruyus icin insanlar toplaniyordu. Her taraf kirmizi, beyaz Turk Bayraklari... Cocugunu, ailesini alan gelmis, tekerlekli sandalyesi ile gelen var. Yasli olup zor yuruyen de... Oyle guzel bir goruntuydu ki gozlerim doldu resmen...

Ise gitmek zorunda oldugum icin, otobusten inemedim, isten yeni geldim. Bu postla da olsa hepinizin Cumhuriyet Bayrami'ni kutlamak istedim.

Cumhuriyet'in, Ata'mizin kiymetini bilelim. CUMHURIYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!
fotokaynak

26 Ekim 2012 Cuma

Kacamak


Deniz kokusu,muhtesem manzara huzur dolu bir kac gunluk kacamak...Eski Foca yine adres:)

21 Ekim 2012 Pazar

Blogger Buluşması

Dün Ankara'lı bloggerlar olarak bulustuk, cok keyifli zaman gecirdik, birbirimizle kaynaştik, blogger olmanin ortak ozelligi herhalde cabuk kaynasabilmek ve cok konusmak:) Bize ayrilan masalarda hepimiz birbirimizle bolca konusabilmek icin, habire oturdugumuz masalari degistirdik, bolca fotograf cektirdik, Food 4 U'nun bizim icin hazirlamis oldugu yemekleri yedik, zaman nasil gecti anlamadan bir sonraki bulusma sözünü verip vedalastik.

Herkes bolca fotograf cekti, şimdilik sadece benim cektiklerimi yayinliyorum, maillerle fotograflar geldikce, diger fotograflari da eklerim. Bugun bu postu yapmazsam muhtemelen, bu iki gun cok yogun calisip eve gec gelecegim, sonra tatile cikacagim derken, bu post bu aksam olmazsa kaldi mi kalir:)

Bu organizasyonu gerceklestirdikleri icin, Alice, Hande ve j.d.'ye cok tesekkur ederim. Bu organizasyon icin bolca yer arastirmislar, bizler icin hediyeler hazirlamislar, masadaki kucuk ciceklere kadar herseyi dusunmusler yani cok ugrasmislar. Tesekkuru fazlasiyla hak ediyor bu kizlar:)







Son fotografda mekandaki duvardan gelsin:)
 Ayrica, Anna Dello Russo'nun H&M icin tasarladigi sahane gunes gozlugu icin cekilise katilmak isterseniz, Ecem Akar'in sitesine ugramanizi oneririm. Sahsen gozlugu cok begendim. Secret yapiyorum:) Bana ciksin, bana ciksin, bana ciksin:)