Evlenmek istiyorum diyen izdivac programlarina cikiyor. Onceden Nurseli Idiz'le basladi bu donem. Arada bir paravan olurdu, bir kadin/erkek paravanin arkasindan sorular sorar, paravanin arkasindaki 3 karsi cinsten aday sorulara kendilerince en ilgi cekici -veya tavlayici diyelim- cevabi verir, Nurseli Idiz'de eger cevabi begenirse, bir Vavvvv ceker, salondaki izleyicilerin de gaza gelmesiyle bir alkis kopardi. En sonunda kisi adayini secer, ve Nurseli Idiz once bir kaybettiklerini gorelim derdi. Secilemeyen adaylar tek tek paravanin arkasina gider, secen kisi ile tanisir ve bak kimi kaybettin simdi sen bakisi atar ve salondan uzaklasirdi. Secilen adayla secen kisi paravanin iki yaninda bekler, bizleri de ekranda biraz kilitledikten sonra, paravan acilir ve kisiler tokalasirdi... Sonrasinda ne olurdu biz de merak ederdik.
Simdiki izdivac programlarinda ise, her telden insan var, genci, yaslisi, cocuklusu, cocuksuzu, bekari, dulu...Ama ortak olduklari nokta var, evlenmek istiyorlar, arada bir dugun yapiyorlar, gobeciklerini atiyorlar, telefonla talipleri cikiyor, bu kisiler isteklerini bir bir siraliyorlar, evin var mi, maasin ne kadar, icki icer misin, cocugun var mi, x sehre yerlesmeyi dusunur musun.....Bu programlari gormeden once, insanlar bu tarz sorulari rahat rahat soramaz, biraz cekinir diye dusunurdum, yok yok herkes de cesaret tavan yapmis, herkes acik acik soruyor. Bir de bu programlar baya baya reyting aliyor. Ben bir kac kere izledim. Acikcasi benim tahammul sinirlarimi zorladi.
Gecenlerde Hurriyet'de eskiden de insanlarin izdivac yapmak icin gazetelere ilan verdiklerini okudum. Esasinda durum 107 yil once de cok farkli degilmis. Asagidaki bolumler gazeteden alinmistir.
...................................................
“Ben bir zabitim. Rütbem Mülazım, memuriyetim şehirde. Yaşım yirmi altı. Yumuşak huyluyum, kadınlığın esaretinden müştekiyim (şikayetçiyim). İşret (içki) asla kullanmam. Tütün içmem. İdaremi bilirim. Başka gelirim olmadığı gibi kimsem de yoktur. Yirmi iki yaşlarında, iyi huylu, inas mektebi idadiyesi (Kız Lisesi)
derecesinde tahsil görmüş, iyi evlat terbiye eder, ev işlerini yapmağa gücü
yeter, musikiden anlar, sadeliği sever, bir refikaya talibim. Şartlar uygun olduğu takdirde evvela vekil veya velisinin (muhterem Malumat vasıtasıyla) adreslerini bildirmelerini arz eylerim. (H. Celal)”
“Bir validem var. Askerim. 700 kuruş maaşım var. Yaşım yirmidir. Asil ve güzel bir kız ile izdivaç etmek istiyorum. Bunun için aşağıdaki özelliklere sahip bulunması lazımdır.
-14 ila 17 yaşında bulunması.
-Bir parça musikiye aşina olmalı.
-Benim maaşım kadar bir gelire sahip bulunması.
-Oldukça mutaassıp olmalı.
Yukarıdaki şartlar dahilinde dest izdivacı arzu edecek hanımefendilerin ya adreslerini bildirmesini veya gazetenizle adresime müracaat etmesini arz eylerim. (H.N.)”
“Otuz yaşındayım. Henüz evlenmedim. Asil bir aileye mensup olduğum gibi güzel ve asil bir hanım kız ile izdivaç edip bir aile teşkil etmek isterim. Dört bin lira gelirim var. Hiçbir şeye ihtiyacım yok. Yalnız ihtiyacım, iffet sahibi bir kız ile izdivaç etmektir. Benim ile teşriki hayat edecek olan refika-i müstekbalemin (müstakbel eşimin) serveti az veya çok olsa da kabul ederim. Asil bir aileye mensup olmak, yirmi yaşından küçük ve yirmi beşten büyük olmamalı. Okur yazar, biraz musikiye aşina olmalı. Bu şartlar dahilinde izdivaca talip olanlara adresimi bildiririm. M.H.”
...........................................................
Bakinca goruluyor ki o donemde de servet yine onemli bir hususmus. Musikiden anliyor olmasinin bir kriter olmasi ise benim cok hosuma gitti. Dikkat ceken noktalardan bir tanesi de 14-17 yas araligindaki kisilerin makbul olmasi. Cocuk denilecek yas. Esasinda hala cocuk yasinda evlenmeye mecbur birakilan bir suru kisi var. Dedesi olacak yasta adamla evlendirilen ve bu yuku kaldiramadigi icin intihar eden. Bu tarz bilgileri gazetelerin 3. sayfa haberlerinde nadir de olsa okusak da, bircogu bilinmeden, gizlice aile arasinda kapatiliyor. Bu da isin uzucu kismi:(
fotokaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazımı okuduysan, yorum bırakman beni mutlu eder.