Bu aralar uğrayasım yok buralara...Gezi olaylarından sonra, biraz tadım tuzum kalmadı, o dönemde yazasım gelmedi...Bir şekilde devam ediyor hayat, ben de neden yazmıyorsun sorularını sonlandırarak, bir adım atıp yazmak istedim. Yoksa eylemsizlik prensibi gereği yazmadıkça daha çok yazmıyorsun esasında...
Yazmadığım sürelerde ne yaptım diye soracak olursanız, kısaca özetleyeyim. En basta hevesle başladığım Fransızca kursunu bıraktım. Esasında çok da iyi devam ediyordum:) Devam etmekten kastım, hafta sonu bütün yorgunluğa rağmen, erken kalkmak ve kursa gitmek. Ama o kadarla kalınca, eve gelip ders çalışmayınca olmuyor işte. İstedim ki vahiy gelsin veya hapı çıksın hapı yutayım ve hemen öğreneyim, işten eve yorgun gelince, kitabın defterin kapağını açmadım. Sonuçta konular ilerleyince kendimi başarısız hissettim ve başarısızlık hissini hiç sevmedim belki Eylül gibi tekrar başlarım.
Bir senedir tatil istiyorum deyip duruyordum, 08 Temmuz günü yola çıkıyoruz. Saraybosna'ya gideceğiz. Tembellik konusu burada da üzerimde. Normalde on kez bütün gezilecek yerlerin listesi çıkarılmış, tüm otel rezervasyonları yapılmış olurdu. Şimdi aylar öncesinden aldığımız bir bilet var ve sadece o kadar. Gidince araba kiralayacağız ve tatil planı yolda oluşacak. Eşim de ben de şu aralar bir şeyin üzerine yoğunlaşıp, ders çalışır gibi çalışmak istemiyoruz. Böylece araba kiralayınca nereyi beğenirsek orada kalacağız. Muhtemelen Saraybosna, Karadağ, Makedonya ve Sırbistan şeklinde bir rotamız olacak yani o kadar genel bir rota ki bu durumumuz vahim:)
Bir de ruh halime gelecek olursak, şu aralar her şeyden sıkıldım. Ege'de küçük bir köyün hayalini kuruyorum. Bazen alıp başımı gidesim var buralardan...Depresyonda da değilim ama bazen amannnn salla gitsin demek istiyorum. Bu da böyle bir yazı işte:)
fotokaynak