Ta ki.....Geçtiğimiz Ekim ayında bir toplantıya geldiğimde, sabahın 09:30'unda trafikte kalana kadar. Yani 09:30 işe başlamış, maillerine bakmış, neredeyse işi bir kıvama getirmiş olduğun saat. Ama trafikte o saatte bir sürü insan. Bu insanlar çalışmıyor mu? İşlerine geç kaldıklarında sorun olmuyor mu? Evet bu 4 sene içinde gidip gelmelerim oldu. Her geldiğimde bir şeyler daha dikkatimi çekti. Mesela İstanbul'da yaşarken ben tamamen toplu taşıma insanıydım. Taksim'e vs gideceğim zaman metroyla giderdim. Ankara'da metroda yer alan 3-5 basamaklı yürüyen merdiven ile Şişhane'deki yürüyen merdiveni karşılaştırdığımda, kalbime bir basmalar geliyor. Veya yürüyen merdivende yanlışlıkla birisi solda beklediğinde, İstanbul'da hemen o kişiyi "Pardon, Pardon!!!" diyerek hizaya getirmeler dışarıdan gözlemci olarak garip geliyor, sonuçta İstanbul'da herkesin bir acelesi var, herkes hızlı olmak zorunda, çünkü hayat akıyor ve herkesin zamanı kıymetli....Ankara'da ise durum biraz daha farklı...Evet burası gri bir şehir, hatta misafirin geldiğinde Anıtkabir harici götüreceğin doğru dürüst bir yer yok, bildiğin AVM cenneti:( Eskiden güzel olan tiyatrolar vs de artık biraz sıradanlığa bıraktı. Açıkçası Ankara'da eskiden Piknik'in açık olduğu, insanların özenle giyinerek tiyatrolara gittiği, Çubuk Barajı'nda ailelerin hafta sonları zaman geçirdiği yani Ankara'nın kalite koktuğu dönemde yaşamayı çok isterdim. Şimdi bakınca pek elle tutulur bir yanı yok, Dinazor heykelleri, şehrin girişlerine koyulan kapılardan bahsetmek bile istemiyorum....Amaaaaaa Ankara yaşadıkça özümsenen bir yer... Elle tutulur bir yanı olmasa da değişik bir alışkanlık yaratıyor.
Yazı bir anda Ankara-İstanbul kıyaslamasına döndü, esasında niyetim bu değildi. Sadece son geldiğimde, İstanbul dünyadaki en güzel şehirlerden biri olsa da, yaşaması çok zor bir şehir olarak geldi. Yorucu ve yıpratıcılığı gözümü korkuttu. Hala çok seviyorum, hatta geldiğimde kendimi Avrupa'da başka bir ülkeye gitmiş gibi hissediyorum, buna içindeki insanlardan sokaktaki kafelerine kadar dahil...İstanbul'u seviyorum ama anladım ki artık bir turist olarak seviyorum. Sanırım yaşla beraber insan kolaylıklara alışıyor. Bu gidişle uzun yıllar Ankara'da yaşarım sanırım, ama ileride bir şehir değişikliği söz konusu olur ise, sanırım İzmir bölgesi veya Datça yarımadası olur....Herhalde nerede yaşarsan yaşa, sen mutluysan o şehir seni mutlu eden şehir oluyor...