Sayfalar

25 Nisan 2014 Cuma

Hayalim Üç Kelime: Yiyorum Kilo Almıyorum


Hayalim üç kelime: Yiyorum kilo almıyorum:) Yaz gelmesi bahane, 30'u devirdikten sonra, vücutta daha gözle görülen değişiklikler oluyor. Hatta anneniz size aman kızım şimdi iyisin diyorsa, o cümleden korkun!!! Bir anneye iyi olarak görünmek için, biraz gıdınızın çıkması, biraz bıngıldak duruma geçmeniz lazım:) Evet o cümleden sonra fotoğraflarımı da biraz inceleyince, baktım gidişat iyi değil, bir yerde harekete geçmem lazım dedim.

Benim için mucizevi kararı alarak spora başladım. Bu yaşa kadar karpuz gibi büyütmüşüm, bostan gibi yatırmışım, hali ile spora başlama kararını da 4 ayda aldım. Sonuçta yazılır da gitmezsem kendi kendime sinir olurum diye emin olana kadar yazılmadım. O yüzden kararlı olmam lazımdı. Bu sebeple, Ankara'da uzun bir süre spor salonu aradım. Bence spor salonunun içinize sinmesi önemli bir kriter. Ve yine önemli bir kriter de evinize yakın olması. Uzak bir yerde olsa aman bugün gitmeyeyim yarın gideyim deme ihtimalim daha yüksek. Şimdi yürüyerek gidip geliyorum. Uzun araştırmalarım sonucu Joya Club'a üye oldum. Spor salonundan da derslerinden de memnunum.

Kıyafet dolabımda her türlü kıyafete yer olmakla birlikte, yıllardır spor yapmayan birisi olarak spor kıyafetlerim sınırlıydı, hatta yok bile denilebilinirdi. Bir kadını motive etmenin yolu kıyafetten geçer diyerek, kendime spor ayakkabısı, tshirt, tayt vs aldım. Açıkcası motive etti :)

Spor salonuna ilk yazıldığım günlerde ölçümlerim yapıldı. Biraz hafif bir program yazıldı. Zoru görüp vazgeçmeyeyim diye kolay olması işime geldi. Her gittiğimde foursquare'den kendimi gaza getirmek için check in yaptım. Dolayısı ile sayı arttıkça, kendimce vavvv dedim.

Haftada 3 kere gitmeye çalışıyorum. Bazen programdaki hareketlerin hepsini yapmak yerine, derslere giriyorum. Sonuçta zaman alan bir iş. Hayatımda ilk defa spor yapınca insan mutlu oluyor cümlesindeki mutluluğu hissettim. Ayaklarım geri geri gitse de, spor yapıp salonundan çıktığımdaki mutluluk tarif edilemez.

Tabi bir de diyet yapmasam da sağlıklı yaşama yönelir oldum. Tabi beni sosyal medyadan takip edenler arada yaptığım kaçamakları da bilir. Ne pizzası kaldı, ne rakı mezesi:) Ama yemekten keyif alan bir insan olarak, yesem de ipin ucu kaçtı bir kere diye düşünmedim. Sonraki günlerde yine dikkat ettim. Esasında spor ve beslenme konusunda bilinçli bir insan olmadığım için ilk ay spor yapıp aç kalmama rağmen, kas kaybedip, yağ kütlemi arttırdım. Ölçüm yapıldığında tam bir hayal kırıklığıydı. Salondaki diyetisyen nasıl beslendiğimi sordu. Hatalı işler yapıyormuşum o zaman anladım. Şimdi spora gitmeden bir elma veya meyveli yoğurt veya tost yiyorum. Sporda enerji veriyor. İlk spora başladığımda, spor dönüşünde vakit geç oldu diye bir şey yemiyordum. Şimdi spor dönüşü bir yumurta veya et veya ton balığı yiyorum. Çok kaslı olmak gibi bir derdim yok yanlış anlaşılmasın sadece kastan kaybetmeyeyim yeter. Zaten kas kazanmak veya kaslı olmak da o kadar kolay bir şey değil.

Kalori hesabı pek yapmasam da bir şey alırken, daha çok etiketini okuyorum. Zaten kalori hesabına girecek olursak, en başta bunalıma giriyorum. Örneğin, yarım saat hızlı tempolu yürüyüş sonrasında 120 kalori yakıyorum. Neredeyse bir meyveli yoğurt ediyor. Yani o kadar yediklerimi eritmem için, yürüyüş bandından inmemem lazım:)

Bir de sağlıklı yaşamı benimseyen bir çok insan var. İnsanın yalnız olmadığını bilmesi önemli. Özelikle instagramda dünya kadar kilo vermiş insanları veya sağlıklı yemeği yaşam tarzı haline getirmiş insanları takip ediyorum. Eve gidip şu yemeği mi yesem diye düşünürken, bir başkasının paylaşımını görünce neyse ben de yemeyeyim diyorum:)

Spora başlayalı yaklaşık 2 ay oldu. Tartıda kilo olarak çok fark etmedim ama şuan beni en mutlu eden şey yakınlarımın incelmişsin yorumları. Hele annemden duydum ya ölsem de gam yemem:)