Leyla'nin Evi bir Zulfu Livaneli kitabi. 2011 yilinin benim icin en guzel yanlarindan biri Zulfu Livaneli'yi yazar olarak kesfetmis olmamdir. Daha okuyacagim cok kitabi var diye acikcasi seviniyorum. Yazim dili o kadar surukleyici ki kitaplarina baslar baslamaz bir solukta kitabi bitiriyorsunuz.
Leyla'nin Evi'nde dort ana karakter var. Birincisi bir pasa torunu olan, yalida yasarken zaman icinde parasal sikintilardan dolayi evin yanindaki mustemilata yerlesen ve oradan da cikarilan Leyla...
Ikincisi Almanya'da buyumus bir Turk ailesi kizi, seks sovlarinda calismis, ailesi ile anlasamayan, icinde hip hop atesi yukselen, adini sevmedigi icin Roxy adiyla sahnelere cikan Rukiye...
Ucuncusu, cocuklugu Leyla'nin mahallesinde gecmis, buyuyunce gazeteci olmus, insanligiyla daha da seveceginiz, Roxy'ye asik Yusuf
Ve son olarak, yillarca usaklik yapan bir aileden gelen ve kendi oglunun bu kaderi degistirmesi icin, cocugunu dogdugu gunden itibaren farkli yetistiren ve yali usagi iken yali sahibi olma arzusundaki Ali Yekta Bey...
Zulfu Livaneli oyle guzel anlatmis ki karakterleri her birinde kendinizi onlarin yerine koyabiliyorsunuz. Insanlarin insani duygularini, hayatin neler getirdiklerini cok dogal bir sekilde okuyorsunuz.
Bu kitabi yine cok sevdim. Simdi sirada diger Livaneli kitaplari var:) Amedeo Modigliani'nin resimlerine bayilan bir kisi olarak, diger bekleyen Livaneli kitaplari arasinda, kapaginda bu resmin olusu da, kitabi alma kararimi kolaylastirdi.
Fotokaynak