Sayfalar

23 Mayıs 2014 Cuma

Beyaz Yalı Butik Otel

Günlük hayatın koşturmacasında bazen insanın bir durması gerekiyor. Anın farkına varması ve hatta mümkünse kendini şımartması...Mayıs ayının ortasında kendim için bir mola verdim ve huzurun, dinginliğin adresine doğru yola çıktım. Bundan sonra yazacaklarım ve paylaşacağım fotoğraflar, yaptığınız işi bırakmanıza ve hatta hatta tatil planlarınızı öne almanıza sebep olabilir...

Bu oteli kardeşim buldu. Ayvalık'a yıllardır gitmeme rağmen, bu otelden haberim yoktu. Zaten bir senedir otel olarak hizmet veriyorlarmış. Bu kadar kısa sürede, böyle güzel hizmet görünce insanın şapka çıkarası geliyor. Hikayenin başına dönecek olursak, Ayvalık'a gittiğimizde bizi yağmur karşıladı. Otel şehrin merkezinde olduğu için kolayca otelimizi bulduk, tabi check in saatinden önce gittiğimiz için sıkıntı olur mu diye de düşündük. Otelin kapısını çaldığımızda (tam tabir kapı çalmak çünkü bu bina/ yalı eskiden ev olarak kullanılıyormuş, dolayısıyla sanki otele değil de eve girer gibi girdik) bizi güler yüzlü Tuğba Hanım ve Murat Bey karşıladı. Sanki yıllardır görmediğimiz ama çok sevdiğimiz akrabamızı ziyarete gelmişiz gibi içten gülümsemeleri ile...Kapıdan içeri girmez güler yüzün haricinde otelin içinden de büyülendik, denizi görünce hele mest olduk. Odamız bizim için hazırlandı, karnımızın aç olup olmadığı soruldu. Biz de bütün gece seyahat ettiğimiz için kurt gibi acıkmıştık ve nerede kahvaltı yapsak diye düşünüyorduk. O yüzden sizlere kahvaltı hazırlayayım önerisini hemen kabul ettik. Sonuçta bulunduğumuz mekanın güzelliği ve önümüzdeki manzaranın güzelliği karşısında başka bir yere gitmeye gerek yoktu. Kahvaltı olarak gelenleri de görünce, iyice mest olduk. Tatilimiz böylece güzel başlamış oldu.

Bu tatildeki amacım esasında hiç bir şey yapmamaktı. Ankara'da yaşadığım için denizi çok özlüyorum, o yüzden boş boş oturup denizi izlemek, kitap okumak, güneşte hafif mayışarak uyuya kalmak en büyük hedefimdi. Fazlasıyla yerine getirdiğim bir tatil oldu. Ara ara otelden çıkıp dışarıda yürümeye gittik, antikacıları gezdik ama otelin verdiği huzuru o kadar çok sevince koşa koşa otele döndük.




Otel oda kahvaltı olarak hizmet veriyor. Her sabah kahvaltıda Tuğba Hanım'ın hazırladığı börekler, pankekler...Herşey çok özenli. Herşey dahil otel konseptlerindeki gibi herşeyin milyon çeşidi yok, öz ve rafine...Yediğiniz şeyler hem göze hem mideye hitap ediyor. Kahvaltı tabi güzel olunca bir de muhteşem deniz manzarası eklenince (manzara deyince uzak zannetmeyin denizin dibinde kahvaltı yapıyorsunuz, mis gibi deniz kokusunu içinize çeke çeke) çay keyfi de uzun sürüyor.  İki gün boyunca kahvaltıdan sonra, otelin iskelesinde güneşlenerek keyfini çıkardık. Bazen içkimizi yudumladık, bazen keyfimizi içtik. Her halde bu tatili en iyi "Anı Yaşa" cümlesi özetler :)

Otele gelecek olursak, odalar standart oda boyutunda. Otelin ortak kullanım alanları çok zevkli döşenmiş. Tuğba Hanım seramik kökenli olduğu için otelde çok tatlı seramik heykeller var. Mayıs ayı olduğu için akşamları biraz serindi. Hatta döneceğimiz akşam şömineyi yaktık. Karşısındaki kanepede kitap okuduk. Bu sefer de sanki kış evindeymişiz gibi hissettim. Gün boyunca ayaklarımı denize soktuğum için midemi üşüttüm. Otel sahipleri öğrenince hemen nane limon yaptılar, kendimizi iyi hissetmemiz için ne gerekiyorsa yaptılar desem daha doğru olur sanırım. Şöminede odunlar yandıkça çıkan çıtır çıtır seslerin yanında, evi mis gibi bir odun kokusu sardı. 


Beyaz Yalı Butik Otel'den çok ama çok memnun kaldım. Kafa dinlemek, kendini şımartmak isteyen herkese gönül rahatlığıyla öneririm. Bu otelin tadı damağımda kaldı.