Önceleri kitabı, gazeteyi elime almadan okuyamam derdim. Gazeteyi uzun zamandır intenetten okuyorum ama pazarları elime alıp okuduğumda, esasında bunun bambaşka bir keyif olduğunu düşünüyorum.
Gelelim kitaba... Kitapçılarda zaman geçirmeyi, elime alıp önsöz, arka kapak vs okumayı, beğendiklerimi de seçip almayı çok severim. D&R ve İdefix'in internet sitelerinde son yıllarda öyle güzel kampanyalar oluyor ki uzun zamandır toplu alışverişlerimi internet üzerinden yapıyorum. Kitapçılara da ruhumu iyileştirmek için gittiğimde, sadece gözüme takılan bir kaç tanesini almaya devam ediyorum. Evde kitaplarım kitaplığımıza sığmaz oldu, önceden kitabımı paylaşamazdım, yani sayfasını bile kıvırmayan bir insanım, kitaba özen gösteririm. Kitabı ikinci kez okumasam bile kütüphanemde olması bana keyif verirdi. Sonra düşündüm ki esasında kitapları kendime saklamak bencillik, sadece sahip olma içgüdümü besliyor. Bazı çok sevdiğim kitaplar hariç, artık kitaplarımı paylaşabiliyorum.
Son bir kaç senedir şirketimizde kütüphane kurma hayalim vardı. 5 sene önce bir deneyeyim dedim, neredeyse benden başka kitap bağışlayan olmadı. Sonra pes ettim, geçen yıl kendi kendime niye büyük hayaller kurup büyük hayal kırıklıkları yaşıyorsun dedim. Amacım tüm çalışanların kitap okuması değil ama kitap okumayı gerçekten seven ve maddi nedenlerden ötürü çok sık kitap alamayan çalışanlarımızın hayatına yeni bir pencere açmak idi. Bir insan bile, kütüphaneden bir kitap alıp okusa amacına ulaşmış demektir diye beklentimi düşürdüm. Evimdeki kitaplardan 150 kitap kadar bağışladım. Kitap bağışlayan bazı çalışanlar da oldu. Hala istediğim noktada değil, sayı ciddi artsa, şirketin girişine kütüphane yaptıracağım, isteyenler orada zaman geçirerek kitaplarını seçecekler ama daha o noktaya var. Şimdilik kitap listelerini belirli yerlere asıyorum. Kitap isteyenler gelip kendisi talep edince, kitabı kayda geçirip, isteyen kişiye veriyoruz. Kitap almaya gelenleri gördükçe çok mutlu oluyorum. Hatta ayak üstü kitaplar hakkında sohbe etme imkanımız oluyor.
Basılı kitaplar ile ilgili son bir kaç aydır tutumum da değişti.Kendime elektronik kitap okuyucu aldım. Kobo markası. Daha önce bence kitap okumak hiç zevk vermez dediğim aleti şu an elimden düşürmüyorum. Yanımda taşıması çok pratik, alır almaz ilk satın aldığım kitap, yanımda hiç bir taşıyamayacağım Suç ve Ceza oldu. Düşünsenize elinizde tuğla büyüklüğünde bir kitabı taşımak yerine, cep telefonunundan biraz daha büyük, el çantasına kolaylıkla atabileceğiniz kitaplığınızı yanınızda taşıyorsunuz. Veya tatile giderken, yanımda bir sürü kitap götürürdüm, hem götürdüklerim bana yetmezdi hem de dünya kadar ağırlık kaplardı. Şuan yanımda bir sürü kitap götürme özgürlüğüm var.
Konu nereden nerelere geldi. Özetle, elektronik kitap okuyucuya karşı ön yargılıydım şimdi ise kendim için son zamanlarda yaptığım en iyi yatırım olarak görüyorum. Benim gibi düşünenler olabilir diye tavsiye etmek istedim.
ben de asla kullanmam diyordum fakat son 2 yıldır kindle'm her yerde yanıbaşımda. hem taşıması kolay, hem de her ortamda çıkarıp okuyabiliyorsun. ben e kitap okuyucu diyorum :) kalın kitapları okuyamayan bir insan olduğum için belki de :)
YanıtlaSilGerçekten çok pratikmiş, son zamanlarda dediğim "iyi ki"lerden:)
YanıtlaSilBen hala basılo kitap diyorum bakalım ne zaman değişeceğim
YanıtlaSil