Esasında bu sene çok sık yazı yazmaz oldum, blogu açtığım ilk günlerde her gün bir post yazarken, her yorumu anında cevaplarken şimdi ayda yılda bir yazar oldum. Arada bir takip ettiğim kişiler neler yazmış diye bakıyorum, önceden blogları okumak çok uzun zamanımı alırdı, şimdi hızlı hızlı bakıp çıkıyorum. Galiba ilk blogu açtığım dönemlerdeki sosyal medya ile şimdikinin aynı olmamasından kaynaklanıyor. Takip ettiğim insanlardan bir şekilde haberdarım, twitterdan, facebooktan, instagramdan,foursquareden....Bla bla blaaaa...Bazen başka bloggerların da aynı ruh hali ile yazdıklarını görüyorum. Instagramdan takip edin beni, blog yazmak içimden gelmiyor diye.... Galiba ben de bu moddayım, hızlı tüketme sendromu, az yazı, güncel bilgi, göz at, kapa.. oldu işte...
Kış uykusu benimki galiba...Bugüne kadar yazmama dönemindeydim yine...Bugün farklı bir şekilde yazılarımın çok farklı kişilere ulaştığını farklı kişilerden ve tesadüfen aynı günde öğrendim. Hepimiz esasında birileri okusun, hoş bir seda kalsın diye yazıyoruz. Bazen bir yorum, geri dönüş vs olmayınca sanki yazıp, boşluğa yolluyormuşuz hissi de oluyor. Bazen de böyle takip edildiğini bilince, yazdıklarının özenle okunduğunu öğrenince insan bir acayip mutlu oluyor işte:)
Bu aralar ne yaptım biraz özetleyeyim, Mayıs ayını kendini bırakma ayı seçtim adeta, acayip gazla başladığım spora gitmedim, bol bol yedim. Verdiğim kiloları aldım hem de yağdan... O kadar yeme içme ve kilo almanın üzerine yeni mekan postları gelsin değil mi? Bari bir işe yarasın:) Film izledim, özellikle hayatımın bir numaralı filmi olan "Cinema Paradiso" yu herkese öneririm, her zaman tekrar tekrar izleyebilirim. Bu aralar izlediğim Grand Budapest Hotel adlı filmi de beğendim. Bol bol "uno" denilen oyunu oynadım. Düzenli kitap okudum. Bu iki ayın kitapları "Ayn Rand"ın kitapları. Kitapların neredeyse sekiz yüz sayfa olduğu düşünülürse iki ayda ilerleyemem normal diyorum, çünkü kitaba başladığımda her seferinde koltukta uyuya kalıyorum.
Bugün yeni başlangıçlar olsun. Uzun zaman sonra ilk defa eskisi gibi programıma sadık kalarak spor yaptım, hatta pilates dersine de girdim. Missss:)
Fotoğraf ne alaka demeyin, Bozcaada'dan çektiğim eski fotoğraflardan...Basit bir sandalyeyi bile, bir dokunuşla ne kadar güzelleştirilebileceğini gösteriyor...Hayatımızı güzelleştirmenin, güzel bakmanın bizim elimizde olduğunu anımsatıyor.
Neyse işte efendim uzatmayayım, birazcık çalışkan olayım yeni postlar yazmaya başlayayım.... Takipte kalın....
Diğer mecralarda da takip etmek isterseniz:
Facebook: www.facebook.com/lulu.lulu
Twitter: https://twitter.com/birazhayatlulu
İnstagram: http://instagram.com/birazhayatlulu
Arada tembellik iyidir.Önemli olan çok uzatmamak.
YanıtlaSilbazen en büyük gazlar iyi bir frenle gelir luluuu (:
YanıtlaSilTembellik arada gerekli Lulu'cum ^^ Hem bedenen hem de ruhen dinlenmişsindir ^^
YanıtlaSilsevgili Lulu,
YanıtlaSilsanıyorum çoğumuz zaman zaman her gün coşkuyla blog yazarken zaman zaman da uzun süre hiç yazma isteği duymuyoruz...
diğer sosyal medya platformlarına da kayıyoruz biraz biraz, daha az ihtiyaç duyuyoruz bloga... ama blog yazmanın okumanın tadı ve yeri bambaşka
dilerim sen de yeniden sık sık yazarsın :)