Sayfalar

31 Mayıs 2011 Salı

Roma'da Dugun

Roma'da turist omer modumuzda gezinirken, kilisenin onundeki sik giyimli kisiler dikkatimizi cekti. Aaaa gelini gormeden suradan suraya gitmem dedim:) Dugune katilanlar arasinda kim rukus kim sik diye kendi capimda yarisma yaptim ve dugunun siklarini fotografladim.
Yandaki fotograf ise baska bir gelinle damat. Yolda durup fotograf cektiriyorlardi.
Diger dugune isinlanirsak....


Bu teyzemi dugunun siki sectim!
Bu hanim kizimizin da kiyafetindeki yaprak detaylari pek bir hostu. 
Erkeklere gelince gunluk hayatta sikligin formulunu cozmusler. Uste bir ceket, altina hos bir pantalon ve icine  gomlek! Simdi boyle siralayinca bizimkiler de ayni seyi giyiyorlar, teee yarabbim, bir onlara bak bir bizimkilere diyesim geliyor ama demiyorum:P Bu arada bizde de sik giyinebilen erkekleri bu yazdiklarimin disinda birakiyorum. Roma'da gordugum erkeklerin cozmus oldugu basit formulu ise paylasmadan gecemeyecegim. Uzerinize sik bir lacivert ceket, icine ucuk mavi bir gomlek ve alta camel rengi tonlarinda pantalon. Bu mudur?Budur! Kiyaslayacak olursak da Paris'in kadini, Italya'nin erkegi sik:)
Neyse dugune donecek olursak, gelinin cikmasini o kadar bekledim ki, sanki kendi arkadasim evleniyor, bir anda herkes bana tanidikmis gibi gelmeye basladi. Bir suru fotograf cektim. Artik o kadar benimsedim ki gelin cicek atarken, sanki kendi arkadasim cicegi atiyorcasina cekilinnnn uleynnnn diye haykirasim geldi. Tabi adabimla dikildim geldim. Icimden bunu dusundukce de "Yok artik" dedim:)

29 Mayıs 2011 Pazar

Pazar Kahvaltisi

Pazarlarin en guzel yani pazar kahvaltisi. Gune guzel bir kahvalti ile baslayinca, butun gunum guzel geciyor. Hele kahvalti deniz manzarasi esliginde, hisarda olunca. Bugun hisardaki Kale'ye gittik. Sabahin erken saatinde gitmenin de avantajini yasayarak, ust kattaki en guzel deniz manzarasi olan koseye gectik,keyifle kahvaltimizi yaptik, sonra birbiri ardina tazelenen caylarla bir guzel de lafladik.
Daha sonra Taksim'e gittim. Bazen tek basima turist gibi Taksim'de gezinmeyi seviyorum. Saat planlamasi yapmadan, pasajlarin icine girmek, kitapcilarda gezmek. Esimle her gittigimiz ulkeden buzdolabi miknatislari aliriz.Ama is kendi yasadigimiz yere gelince, buzdolabimizin uzerinde tek bir miknatis yoktu. Bugun o gozle baktim, nereden miknatis alabilirim diye.Galatasaray Lisesi'nin oradaki pasajda turistlere yonelik ve hatta antika sayilabilecek hediyelikler var. Ama dogru duzgun bir miknatis yok. Istiklal boyunca bircok dukkana da baktim. Genelde cok zevksiz seyler var. Ammmaaa velakkiiin en guzel miknatislari Atlas Pasaji'nda buldum.
Daha sonra kitapcilari gezdim. Gecen gun ne okusam diye sizlere de sormustum.Uzun sure okumayinca icimde okuma istegi costu. Ben de asagidaki kitaplari aldim.

Sebahattin Ali'nin Kurk Mantolu Madonnasi tavsiyesi gelmisti. Onu okudugum icin, Icimizdeki Seytan adli kitabini aldim. Ayrica, okumayanlara Sebahattin Ali'nin Kuyucakli Yusuf adli romani oneririm. Okudugum zaman cok begenmistim.
Gulsemin'in onerisi olan Sineklerin Tanrisi adli kitabi da merak etmistim. Daha onceki konusmalarimizda Hayvan Ciftligi'ni de onermisti. Zevkine cok guvendigim icin hemen aldim. Kitapci da Albert Camus'un Dusus kitabini da gordum.  Onu da sepete attim:) Kitap onerilerini yazdigim defteri evde unuttugum icin, aklimda kalanlari aldim. Diger onerileri de bu kitaplari okur okumaz, alacagim. Cok okumam lazim coooook:)

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Yeni Kombinler


 Yaz gelince dugun sezonu acilir, okullar biter, mezuniyet balosu icin kiyafet aramalar baslar. Bu elbiseyi gorunce bir yakinim evlenseydi bu elbiseyi giymek isterdim diye dusundum ve bir kombin yarattim. Benim hosuma gitti, ya sizin?
 Yine tatile gidesim var, soyle sortumu, sandaletimi gecirip deniz kenarinda sakin bir yerde kahvalti yapasim... Herhalde suanki ruh halimle boyle civil civil renkleri icinde barindiran seyler giymek isterdim.Yakinda yeni kombin tasarimlari ile karsinizda olabilirim:)

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Kitaplar

Kitap okumak bir aliskanliktir, genellikle cocuk yasta kazanilir. Kimi kitap okumayi cok sever, kimi nefret eder. Herhalde yasadiklarinla durum sekillenir. Bazi aileler muhabbetin en koyu aninda, sirf cocuklari yanlarinda dolanmasin diye hadi cocugum git odana kitap oku derler. Cocuk zaten o noktada nefret etmesin de ne yapsin. Cocuga zaten verilmis ceza gibi algilayacagi icin, iyice sogur. Yetiskinler icin de durum benzer olabilir. Ben de master yaptigim donemde neredeyse gazete okumak istemiyorum demistim, master bitti oh rahat ettim dedim, sonra mesleki sinavlara hazirlanmaya basladim, kitap mitap gormek dahi istemiyorum dedim. Uzun bir suredir kitap okumuyordum. Son zamanlarda kitap okumak istiyorum ama kafami yormasin layalylom birseyler olsun veya oldukca surukleyici olsun, okurken hikayeye kendimi kaptirayim. Uzun zaman sonra Khaled Hosseini'nin Bin Muhtesem Gunes adli kitabini okudum. Oykusunu sevdim. Belki siz yazari Ucurtma Avcisi adli kitabiyla da taniyabilirsiniz. Tekrar kitap okuma istegim geldi, bu aralar dedigim gibi beni okuma hevesime baglayacak, surukleyici bir kitap tavsiyesine ihtiyacim var. Simdi herkesin kitap beklentisi farklidir diyebilirsiniz, ama yine de son zamanlarda okudugunuz hosunuza giden kitaplari merak ediyorum. Sizler ne okuyorsunuz? Hangi kitap son zamanlarda sizde iz birakti?
fotokaynak

Acil Yardima Ihtiyacim Var

Kendi blogumda yabanciyim resmen. Beni bu durumdan kurtaracak zati hallerinizin yardimlarina ihtiyacim var. Bloguma kullanici adi ve sifrem ile giris yapiyorum. Sonrasinda kumanda panelime ulasabiliyorum. Gelen yorumlari yayinlayabiliyorum ama gelen yorumlara cevap yazmak istedigimde, cumlelerimi yaziyorum, yorumlama bicimi bolumunde profil sec diyor. Eeee zaten kullanici adimla giris yapmistim, bu da neyin nesi diyorum ve sonrasinda google hesabini tikliyorum, blogger'a tekrar kullanici adi ve sifremi giriyorum. Bu sefer yorumumun ustunde "Adsiz dedi ki..." diyor. Adsiz kim? Benim ben diyesim geliyor.Ben de gicik oluyorum. Iki gundur yorumlara "Adi/URL" secenegini secerek cevap yazabiliyorum. Bu durum ile daha onceden karsilasan var mi bilmiyorum ama ben bu durumdan hicbirsey anlamadim:( Ne yapmam gerektigini bilen var ise yardim ederse cok sevinirim. Ne diyoruz biz blog arkadaslariiiii...." Iyi gunde, kotu gundeeeeee...." Bloguma dogru duzgun erisemedigim, sizlerin yorumlara kendi hesabimla cevap veremedigim ve ayni sebepten sizlere yorum yazamadigim icin.....Bu benim kotu gunum, hadi bana yardim edin:(  

Iste o profil secin yazisi:(

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Roma'da Moda

Roma'da Ispanyol Merdivenleri'nin karsi tarafinda yer alan sokakta bircok unlu markanin magazasi var. Sizler icin cektiklerim
1) Zara
2)Gucci
3) Gucci
4)Dior
5)Prada
6)Louis Vuitton


Roma 3

Roma'da 3. gun ve bir Pazar gunu. Istikametler: Kolezyum, Roman Forumu, Palatino, Piazza Venezia ve Pantheon.Oncelikle Kolezyum'da sirayi gorunce (Indirimdeki Mango kuyrugu gibi hic abartmiyorum) pes etmeyin. Daha once dedigim Roma pass karti aldiysaniz yavas yavas siranin basina dogru ilerleyin, orada kartinizin okundugu turnikeler var. Acikcasi daha onceden okuyup gitmeseydim kesinlikle orada siranin bana gelmesini beklerdim. Sozun ozu siranin onune gidin, su Roma pass'i iyi ki almisim deyin ve kendinizi Kolezyum'un icinde bulun:)

Kolezyum 19. yy'a kadar dunyanin en buyuk anfi tiyatrosu imis. Ve Kolezyum'un Iceriden Gorunusu

Buradan cikinca hemen sol tarafinizda yer alan Zafer Taki

Ve her yerde adi gecen Piazza Venezia.Bazi sitelerde burada yemek yemeden gelmeyin diyordu. Ben de bunu okudum ya illa orada yiyecegiz. Gidince orada bir suru kafe olacak zannediyorum.Tamam haksizlik etmeyeyim var mi var ama bende de galiba bu okuduklarim beklenti yaratti. Gidene kadar acliktan olduk, gidince amannnn dedik biraz daha sabredelim. Bence Roma'da illa orada illa burada yemek yiyin gibi seylere takilmayin. Tabi gurme degilseniz amac keyif almak! Ortam zaten hos, pizzalar makarnalar da gayet guzel. O yuzden gozunuze hos gelen yerde keyfinize bakin. Piazza Venezia'da yiyecegiz diye ara sokakta gordugum hos bir restoranda yemedik ya ben ona yanarim:(

Burasi da mimarlik derslerinde ornek olarak anlatilan Pantheon. Ust kisminda daire seklinde bir aciklik var. Iceriden yukari bakinca gokyuzunu gorebiliyorsunuz. Biz gittigimizde yagmur yagiyordu. Hos bir manzara idi.

L'Isola Tiberina, Tiber nehri uzerindeki kucuk adacik


Bunlarin haricinde Roma'da da her yerde oldugu gibi sokak saticilari var. Polislerden(Carabiniere) inanilmaz korkuyorlar. Zabitayi goren tabanlari yagliyor:) Biz birkac kovalamacaya denk geldik. Burada polis arabalari Alfa Romeo:) Veeeee birkac iyi adam, carabiniere!

Roma'da her yerde kucucuk sirin mi sirin arabalar, her yerde Vespa, Smart ve Fiat 500....Bu araba benim olsun! Fotografa baktikca yuzumu gulumsetiyor:)

Ve malesef bir tatilin daha sonu:(