Apandis ameliyatı olduğumda ziyaretime gelenlerden biri "Geçmiş olsun, Allah hiçbir organının varlığını hissettirmesin demişti". Üzerinden o kadar zaman geçti, hala düşünürüm ne kadar doğru bir söz diye. Normal zamanda ne midemizin yerini hissederiz, ne de bacağımızın. Ufak da olsa elimizi yaktıysak bütün canımız küçücükte olsa o yanan yerimizde olur. Esasında genel olarak sağlık için durum bu böyle...Sağlıklıyken her şey rutin bir şekilde devam eder, ama ufacık bir hasta olduğumuzda işler değişir. Hele bu hastalık tedavisi zaman alacak bir hastalıksa hayatımızdaki önceliklerimizin listesi ters düz olur...
Neden mi bu konuyu yazıyorum? Yakın zamanda iki farklı tanıdığımın çocuğuna lösemi teşhisi konuldu. Lösev'i önceden üniversitelerde kurulan stantlardan, kitap ayraçlarından, kartpostallardan bilirdim ve lösemi hastalığı hakkında çok fazla bilgi sahibi değildim, hala da cok bilgi sahibi olduğum söylenemez ama farkındalığım arttı. Tanıdıklarımızın çocuklarına lösemi teşhisi konulunca hastalığın tedavi süreci, ilaç masrafları, hastanede geçen süreç, çocuğun psikolojisi kadar ailenin de ihtiyaç duyduğu psikolojik destek... Bunların hepsinin ne kadar önemli olduğunu gördüm. Esasında ilik nakli bekleyen bir sürü çocuğun olduğunu, bir tüp kan vererek, ilik nakli uygunluk testinin yapılabileceğini ve uygun bulunursa, iliğin sağlıklı kişiden lösemi hastasına nakli olduktan sonra da ilik bağışı yapan kişide sağlık açısından hiç bir zararı olmadığını öğrendim. Herkesin tabi ki kendi kararı ama bence insanın durup düşünmesi gerekiyor, orada ilik nakli bekleyen benim çocuğum, kardeşim olabilirdi diye... Geçen gün kan iliği bağışı için ben de bir tüp kan verdim. Ama ne yazık ki bağış yapmak istediğinizde de Kızılay'a kan verir gibi gidip her yerde kan veremiyorsunuz, verdiğiniz kanın belirli bir saat içerisinde işlenmesi gerekli, kan verildikten sonra kanın analiz kısmı önemli ve maalesef her yerde bu kan işlemesi yapılamıyor. Hastanelerde kapasite de sınırlı, yani hepimiz gönüllü olalım hadi bin kişi aynı anda verelim demek de yanlış çünkü sadece belirli bir kısmı ancak o zaman diliminde işlenebilir. Benim bildiğim Çapa Hastanesi bu çalışmaları yapıyor. Lösemi konusunda en doğru bilgiyi alabileceğiniz ve ilk aradığınız andan itibaren sizi de ailenin bir parçası gibi hissettirecek bir yer LÖSEV. Çocukların tedavilerini ücretsiz yapıyorlar ve öyle güzel çalışıyorlar öyle güzel yaptıkları işin esasında bir çocuğun hayatına değdiğinin farkındalar ki insan hayran kalıyor. Ve özellikle Üstün Ezer, Lösev'in kurucusu...Aşağıda bazı anekdotları paylaşacağım. Okuyunca dünyaya gönderilmiş bir melek gibi düşündüm.
Kendimiz lösemi olmayabiliriz, bir yakınımız da olmayabilir. Tanımasanız da lösemi olan çocuklara yardım etmek bence iyi bir insan olmanın borcudur. Daha detaylı bilgi için http://www.losev.org.tr/v2/tr/default.asp
Son olarak,25-31 Mayıs haftası Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası...Farklı illerde Lösev adına etkinlikler olacak, belki Lösev'i daha yakından tanımak ve belki ben de varım demek istersiniz...
http://www.losev.org.tr/lch/12lch/tr/index.html
Not: Görseller Lösev'in sayfasından alınmıştır.
farkındalığını paylaştığın için teşekkürler... banada beklerim sevgiler
YanıtlaSil