Sayfalar

17 Eylül 2012 Pazartesi

Ceşme'de Kumru

Çeşme'ye gidince kumru yemeden gelmek olmaz dedik. Ilica bolgesindeki adiyla saniyla meshur olan Kumrucu Şevki'ye gittik. Bu kumrucular artik para basar olmus ama musteriye duzgun hizmet anlayisi da o kadar gerilemis. Kumrucu Şevki en unlu kumruculardan, yazin sicaginda oturduk, oturdugumuzu gormelerine ragmen, 10 dakikanin ustunde bekledik, garsonlar kendi aralarinda sohbet etmekten bir turlu yanimiza gelemediler, biz de kalktik.

Ikinci kumrucu duragimiz Kumrucu Erol oldu. Garson geldi, menu istedik. Menu yok ben sayayim dedi. Yarim yamalak saydi, daha cok biz sorduk o söyledi. Esim garsonun tavrini gorunce yememeye karar verdi, ben de acliktan öldügüm icin, hemen kumrumu söyledim. Bizden sonra gelenlerin kumrularini gorunce, garsonu cagirarak benim kumrumda bir sorun mu var dedim, garson da gayet rahat bir tavirla yooo siz kumru soylemediniz, sadece kola ve limonata soylediniz demez mi! Hesabi nasil odedik, nasil oradan kalktik bilemiyorum.

Artik iş inada bindi, kumru yemeden dönmeyecegim ve bir saat icinde kumru yiyecegim diye hedef koydum. Onumuze gelen ilk kumrucuya girdik, Kumrucu Hüseyin. Self servis alinabiliyordu, dolayisi ile garsonla vs ugrasmadan kumrumuzu yedik.


Simdi kumruya gelecek olursak, ben sahsen o kadar kumru seven bir insan degilim. Senede bir kere Çeşme'ye gidersek, yerim. Geri kalan zamanlarda aklima bile gelmez. Neyse efendim, kumrucularin tutumlari beni cok rahatsiz etti, yazmadan edemedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazımı okuduysan, yorum bırakman beni mutlu eder.