Sayfalar

9 Kasım 2010 Salı

Motosiklet ve Inegol Kofte


Gecen haftanin konusu Cuma gunu havanin nasil olacagi idi bizim evde. Cunku esim Cuma gunu motosiklete atlayip bir yerlere gitmek istiyordu. En basta Datca dedi. Ben biliyorum sevgilimi… Datca dedi, arkadaslarimiz gidiyor dedi, hava guzel dedi… Anladim ikna turlarimiz basladi. Ben de uzun zamandir motosiklete binmeyen biri olarak cok uzak dedim.Dusunun bir kere Istanbul-Datcaaaaaaaaa….. Tabi uzak. O da aliskin benim bu hallerime. Uzagi soyleyip, yakina ikna edecek. Ayvalik dedi. Ben de Ayvalik’i duydum, hemen tamam dedim. Cunku gecen yaz tesadufen Ayvalik’ta Yali Pansiyon’u kesfetmistik. Oyle deniz kenarinda…Kendi halinde, bir yandan gizlenmis, bir yandan da denize alabildigine hakim… Ayvalik’ta sokaklarin fotograflarini cekerken tesadufen bulmustuk. Bahcesinden soyle kafamizi uzatmamizla… Sanki huzur kelimesinin fotografi vardi karsimda… Bahce deniz manzarali, bir kac masa ve guzelim kahvalti sofralari…Denizin kenarindaki salincakta biri kitabini okurken, baska biri kahvaltida bir elinde gazetesi bir elinde cayi keyif yapiyor. Bizac merakli gozler ile bakarken, yalinin sahibi Cetin Akkoc buyur etti bizi iceri. Yalinin icini de gezdirdi. 250 yillik bir bina, ici tamamen tarih kokuyor, duvardaki fotograflar, icerideki mobilyalar…Sanki buyulenmis gibiyiz…Ve en kotusu o aksam yola cikmamiz gerekiyor. Gecen yaz orada kalamamis olmak, icimde kalmistir. O yuzden esimin bu haftasonu icin olan teklifine hemen evet dedim. Ve Cetin Bey’i aradim, bu ara Ayvalik’ta havanin cok soguk oldugunu ve evlerinde isitici  sistemin olmadigini, bu mevsimde oralarda bircok yerin kapali oldugunu soyledi. Ayvalik’i cok sevmeme ve Yali Pansiyon’da o kadar cok kalmak istememe ragmen, biraz daha sabretmemiz gerektigini dusundum. Cunku burada kalmayi cok istiyordum ve gittigimde hava guzel olmaliydi. Soyle Ayvalik’ta aksam saati Yoruk Mehmet’in yerinde de raki balik sefasi yapmaliydim. O yuzden bu guzel hayali bahara biraktim. Biz de Izmit’e gitmeye karar verdik ailemin yanina. Cuma gunune kadar Istanbul’da inanilmaz bir yagmur vardi ve belki Cuma acar diye umitliydim ama malesef…Cuma kalktim, Istanbul kapatmis kendini, yagmurlu ve soguk… Ama ne yapalim soz verdik bir kere…Esim hadi yagmur yagiyor neyse araba ile gidelim demesini bekliyorum ama yok, motosiklet yagmurluklarini aldin mi, yok kalin giyindin mi…Neyse pasa pasa giyiniyorum ve yola cikiyoruz. Tabi annemlerin akli kalmasin diye gidene kadar soylemiyorum.Zili caliyorum ve annem elimde kaskimla gorunce… Biraz saskin. Sadece motosikletle mi geldiniz diyor. Neyse iki gunde duruma alisiyor ve esiminde motosiklet sevdasindan vazgecmeyecegini bildigi icin Pazar gunune esime rota konusunda fikir veriyor. Esasinda biraz komikti, surdan gidin. burda yollar virajli tam sana gore…Esimle anneme uzaktan bakiyorum guluyorum…Pazar gunu sabah 06:30 da kalkip yola cikiyoruz. Amac Iznik’e gitmek. Akcakoca’ya gitmek istiyor esim ve Iznik’te anlasiyoruz. Esim motosikletle gezmeyi cok sevdigi icin onun icin amac yol yapmak, benim icin ise yolun sonunda bir yere varmak:) Pazar hava gunesliydi, atladik motosiklete…Kosekoy uzerinden Sapanca,Pamukova ve Iznik…Esim bu kadar gelmisken Inegol’de kofte yiyelim dedi. Gecen bir motosiklet turunda kesfetmislerdi. Iznik’e kadar geldikten sonra biraz daha sikarim disimi dedim ve Inegol’e gittik.Iyi ki de gitmisiz…Orhan Kofte…Cok lezzetliydi kofteler…Bir de soylemeden gecemeyecegim.Oraya giderseniz yogurt yemeden cikmayin, yogurdu cok sevmeme ragmen tabak tabak yiyebilirdim. Pazar gunu bir de 29 Ekim donus yolu kalabalik olur diye, fazla oyalanmadik ve Topcular uzerinden Istanbul’a geldik. Istanbul’da trafik motosiklet kullanan insanlar icin hem cekilmez hem de cok tehlikeli. Motosiklet olunca insanlar onemsemiyor. Hele Istanbul’da herkes bir an once gidecegi yere varma telasinda iken, bu sefer iki kat onemsemiyor. Istanbul’daki trafikte o kadar gerildim ki…Gurbette yasayanlar memlekete gidince topragi opecegim derler ya… Apartmanin onune gelince belki topragi opmedim ama nerdeyse opecektim:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazımı okuduysan, yorum bırakman beni mutlu eder.